NE YOLCULUK AMA

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

NE YOLCULUK AMA(ALINTI)SELAMLAR biz 3 ay önce evlendik karım 20 ben 24 yaşındayım eşim bir akşam annesini ve babasını çok özlediğini söyledi ve ağlamaya başladı benimde içim burkuldu yıllık iznimi alıp eşimin memleketine gitmeye karar verdik aradan üç gün geçti ve iznimi aldım ve arabamızla memlekete gitmek için yola koyulduk her geçtiğimiz şehirde hemen hemen durup gezer ve onlara hediye falan aldık eşimde halinden memnundu . yolda ilerlerken gece saat 00:2 gibi arabamın tiriger kayışı koptu aracı hemencecik saga çektim cumartesini pazara bağlayan gece idi birden ilerden gelen bir tıraktör gördüm ve yanımızda durdu ve araca baktı ve dediki kayış kopmuş yapacak birşey yok oğlum yarını beklicen nerelisiniz diye sordu yaşlı amca bizde filan yerliyiz dedim bakın isterseniz misafirim olun evladım evde kimsem yok hamın rahmetli oldu yanlızca 15 yaşında bir torunum var dedi eşimde karanlıktan ve ıssızlıktan korkar bilirim eşime baktım ne dersin dedim o da vallahi çok iyi olur dedi amcaya dedimki yarın nasıl hallederiz ben sabah namazında şehre inicem ama inşallah tamirci buluruz neden dedim yarın pazar evladım hem bulsakta öğleni falan bulur dedi ama sabah namazında sende aviator oyunu kalk beraber gidelim dedi tamam gideriz amca deyip eve geldik 15 yaşındaki çocuk bize misafir odasını hazırladı ve yorgunduk birazcık konuşduktan sonra uyuduk camii evin yanında idi ezanlar birden okununca uyandım ve çocuk yanımızda duruyodu beni görünce dedem seni uyandırmamı istedi namaz kılalım ve şehre gidelim dedi yani camiden cıkıp şahre gidecektik namaz kıldık camide amcaile ve cıktık amca dediki eşin evde sende eve git ben hallederim dedi olur dedim ve amca gitti camiden cıkan adamlarla sohbet ettik ve eve gittim evin kapısını acık bırakmışdı galiba amcaki acıktı bende çocuğu ve eşimi rahatsız etmeyeyim diye usulca eve girdim girişde hemen çocuk yatıyodu ama şimdi yok merak ettim ve gitti sandım misafir odasının kapısı kapalı ve camı kırık olduğundan amca carşaf gibi bişey le örtmüşdü yaklaştım ve eşimin inlemesini duydum elim falan titredi ve usulca baktım camdaki bezin arasından eşim o çoçukla resmen sikişiyodu aklıma inanamadım ve delirdim birazdaha izledim ve sinirim gecti ve sank**e zevk bile alıyodum .cılgın eşim çocuğa amını yalatıyo ve bacaklarını iyice aviator 2025 ayırıyo çocuk eşime arkanı dön dedi ve domaltarak sikti gözümün önünde ben yavaşca dışarı cıktım ve kapı kapalıymış gibi kapıyı çaldım ve 15 ile 20 saniye sonra kapıyı çocuk açtı abi dedmle gitmedinmi şehre dedi yok o beni gönderdi eve dedim çocuk kendi yerimdeymiş gibi yatağına yattı bende bizim odaya gittim eşimde uyuyomuş gibi yaptı eşime seslendim oda geldinmi dedi evet aşkım geldim iyiki gitmedin dedi yo gittim yoldan geri döndüm dedim ve yorganın altına girdim eşime sarıldım amı ile oynamaya başladım ama amı resmen sırıl sıklam ve kalkmışdı neden böyle külotun sırılsıklam dedim bilmem dedi sabah iyice olmuşdu ya senin amında sanki döl falan akıyo dedim ve birden boynun altının morardığını gördüm galiba cokuk emmişdi ve sütyenin nerde cıkardım dedi ve bende sevişmeye başladım amam amına soktuğumda yağ gibi kaygan ve acılmışdı ama eşim isteksizdi cünki çocukla boşalmışlar galiba uyuduk biraz çocuk kahvaltıya cağırdı .yedikten sonra amca şehirden usta getirmişdi evden cıkmak üzere idikki eşim sen git arabayı onarsınlar gel beni burdan al aşkım güneşde kalmayayım dedi anladımki https://aviatorocak.com eşim son birkez daha çocuğa verek kabul ettim 2 saat sonra arabamla geldim eşimi almaya kapıyı çocuk açtı ve eşimde geldi beli idiki çocuk eşimi bu 2 saat boyunca sikmiş hiç hali kalmamışdı adeta yola cıktık ve 3 saat sonra mola verdik bir ıssız yerde eşime benim fantazim böle ıssız yerler dedim oda yapma dur falan dedi ama yanlız ca memelerini emeyim dedim birden baktığımda memeleri mosmor olmuş çocuk memelerini iyice emmiş di elimi külotuna attım ve kulatunu deyişmiş neden deyişdin dedim oda temiz olsun istedim dedi anlamamazlıktan geldim herşeyi memlekete gittik ve 10 gün kaldıktan sonrada evimize dönerken amvaya bir selam verelimmi dedi anladımki çocuğun sikini istiyo olmaz dedim ve ısrara başladı sonunda kabul ettim amcanın evinin az üstündede köy kahve hanesi vardı amcada orada idi bizi görünce beni gelbi çay icelim dedi burda olur dedim eşim sen arabada kal dedim oda ya bende o çocuğa bir selam vereyim ayıp olur dedi anladımki yine sikilmek istiyo olur dedim ama 10 dakkaya burda ol yola cıkalım dedim 10 dakka sonra eşim yüzü falan kızarmış şekilede geldi iyi sikilmişdi galiba yola cıktık elimi amına attım ve senin amın neden döllü dedim .yanlış anlşama ama sanki biri ile yatmışsın anım içi genişlemiş ve külotun döl bune hal dedim ada benimki seni istiyo anlamadınmı sikmediğin zaman böyle ıslanıyop dedi ve meseleyi kapattı.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ablamın Memeleri

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ball Sucking

Ablamın MemeleriMerhaba.Ben Maras’tan Metin.. Sizlere kendi öz ablamla yasadığım bir macerayı anlatmak istiyorum. Herşey 17 yasında bir gece masturbasyon yaparken başladı. Çıplak bir kız hayali kurarken her nasılsa aklıma birden öz ablam giriverdi. Bu görüntü penisimi o kadar uyardı ki kendimi tutamadan belki de hiç olmadığı kadar döl fışkırttım çarşafa.. Olaylar bununla bitmedi, bu garip zevk beni pençesine takmış bambaşka olaylara sürüklüyordu. Kimi zaman evde yalnızken ablamın resimlerine attırıyor, ablamın pedini çöpten bulup dakikalarca kokluyordum. Gülin ablam uzun boylu ,28 yasında açık tenli.balıketinde bir kız. En önemli özelliği ise kazağının içinden taşan iri göğüsleri…Herneyse simdi asıl hikayeye geçeyim.Geçen sene Gülin ablamla evde oturmuş tv izliyorduk.Tv de Demet Şener çıkınca ablama “ne güzel kız di mi abla!” dedim..O da bana “güzel ama göğüsleri çok küçük!” dedi.Şaşırmıştım, ona göğüs büyüklüğünün bir sınırı olması gerktiğini söleyince bana dönerek “benim göğüslerm nasıl Metin?” deyiverdi..Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki.Kazağından taşan iri göğüslerini bana çevirmiş ve bana böyle bir soru sormuştu kendi öz ablam.. Ben de hiç geri kalmamış ve nasılsa “kazağın üzerinden anlayamam ki” deyivermiştim.. Ablam kızıp bağırabilirdi ancak o bunu yapmadı. Doğruldu ve kırmızı dar kazağını üstünden çıkardı..Şimdi siyah dantelli sutyeniyle ablam göğüslerini bana çevirmiş meraklı gözlerle bana bakıyordu..Dikkatli bakınca ablamın meme ucunun çok küçük bir kısmının dantelden görülebildiğini sezdim.. Bu bende öyle bir tesir oluşturdu ki penisim kazık aviator demo gibi oldu. .Ablam benden cevap beklerken ben ona “Göğüslerin güzele benziyo, bayağı büyük ama göğüs uçları da önemli.. Bazısının çok küçük bazısının çok büyük oluyor” dedim.İste ablamın o anda verdiği cevap her seyin baslangıcı oldu..GEL AÇ BAK BEĞENECEK MISIN?…Yavaşça ablamın yanına sokuldum.Aman yarabbim düşlerim gerçek oluyordu.Onca yıldır hayalini kurarak mastürbasyon yaptığım bu iri sulu memeleri nihayet görebilecektim.Ablam kollarını havaya kaldırarak sutyeni çıkarmam için bana davetiye verdi. Elim titreyerek parmaklarımı sırtına götürdüm. Sütyenin demir kopçanını yavaşça çözdüm ve sütyeni yavaşça kaldırmaya başladım..O güzel memelerin önce dolgun çizgileri ve nihayet o güne kadar belki hiç bir erkeğin görmediği büyük kıpkırmızı sivri uçlerı açığa çıktı..Hepinize temin ediyorum Gülin ablamın bembeyaz iri göğüslerini görseydiniz bu iki dünya harikasının üzerine sıcak dölünüzü boşaltmakta hiç tereddüt etmezdiniz.. Ablamın memeleri bana bakıyor, ablam da hafif bir gülümsemeyle beni süzüyordu..Yalan söyleyeck halim yoktu..ona “göğüslerin mükemmel ve çok seksi.. Bir kere dokunabilir miyim?” dedim. O da başını salladı ve “Aynı zamanda çok serttirler!” diyerek cevap verdi.. Elimi doğruca memesinin ortasına, sivri ucuna götürerek yüzük parmağıma okşamaya başladım.. AMAN TANRIM!! ABLAM DA TAHRIK OLMUŞ OLMALIYDI KI MEME UCU ANIDEN IYICE SİVRİLİP UZADI.. Artık ablama sormadan ablamın göğüslerini avuçlamaya ve gözlerini kapatmış olmasından cesaret alarak yalamaya başladım..Gülin aviator hilesi ablamın bembeyaz göğüsleri dilimin ucunda ıslanıyor, büyüyordu.. Sikim adeta zonkluyordu ki ablam hafifçe gülümseyerek “birsey gösterme sırası sende!” diyerek aniden eğildi. Biz kardeştik, aramız 21 sene boyunca çok iyi olmuştu ama bu değisim de neyin nesiydi.. Ablam pantolonumun fermuarını çekip indirdi ve boxer ımın içinden kalkmıs sikime bakarak ”vay hayvan vay insan kendi ablasına ereksiyon olur mu hiç!” dedi ve boxerımı bir hamlede indirerek yaklasık 17 cm olmus yarrağımı meydana çıkardı… Küçük elleriyle yarrağımı yavaşça kavradı ve o küçük ıslak ağzıyla yavaşça dillemeye başladı..O güne kadar hiç oral seks yapmamıstım ve siftahı Gülin ablamla yapıyordum. Yarrağımın başı o sıcak ağza girince ablamın güzel ağzına ve suratına fışkırtmamak için kendimi zor tuttum. Daha sonra ablam doğruldu ve beraber odama geçtik..ABLAMI DUVARA YASLAYIP ONU HAYATIMDA İLK KEZ AĞZINDAN OPTUM…Bir elimle memelerini okşuyor ona sarılıyordum.Derken Daha fazla dayanamadım ve eğilerek ablamın siyah külotunu yalamaya başladım..Gülin ablamın dolgun bacaklarını yalıyor okşuyor bir taraftan da dilimle organını yokluyordum..Ablamın külotu sırılsıklam olmustu ve ben bu gereksiz aksesuardan kurtulmanın zamanı olduğunu düsünerek külodu yavaşça indirdim. Ablamın siyah kılları ve nihayetinde sulanmış küçük amcığı ortaya çıktı.Vakit kaybetmeden dilimi ablamın amına sürmeye,am dillerini ıssırmaya ve parmağımı amınn içine sokmaya başladım..İkimizde yere yattık,ablam altta ben üstteydim. Ablamı ağzından https://aviatorocak.com öpüyor,morarmış dik memelerini avuçluyor bir taraftanda içinden sular akan,kabarmış amını mıncıklıyordum..Ablam “Aah-oooh gibi sesler çıkarıyor ve beni iyice tahrik ediyordu.. Ablam bacaklarını iki yana açaraka amını yalayabileceğim pozisyona geldi…Şimdi ablamın kabarmış sulu amına yumulmuş yalıyor ve bir taraftanda bızırını emiyordum..artık dayanacak halim kalmamıştı..Gülin ablam domalmış inliyordu…Ve aniden bağırdı “SAKIN GIRME METIN,BEN BAKIREYIM!..” Oo anda beynimde simsekler çaktı.. Ben ne yapıyordum.. Altımda yatan kendi can kardesim,öz ablam,beni koruyan beni seven Gülin ablamdı… Tam vazgeçeceğim sırada gözlerim iri memelerine, zevkten kaymış gözlerine,açık ağzına ve sulu amına takıldı..Bir hamleyle ablamı bacaklarından tutarak kendime çektim ve sikimi kıllı amından içeri sokmaya çalıştım.. Amı bakire olduğundan küçüktü ve yarrağımı içine alamıyordu.İkinci harekette sert bir bel hareketiyle penisimi bu güzel amdan içeri sokmayı başardım ancak ablamın amından sikmiştim…İlk postadan sonra biraz pişman olsam da bu pişmanlığım 5 dakika sonra geçti ve o gün ablamın memelerine boşalttım ,götünden ve amından ikişer kere daha siktim…Emin olun insanın öz ablasını sikmesi kadar harika bir şey olmalı. Yarağımı ablamın içinde bir ileri bir geri hareket ettirirken sert bir hareketle kızlık zarını yırttığımı fark ettim.. Ablam zevkten bağırıyor ağlıyordu..Yarrağım ablamın rahmine ulaştığında çığlıkların içine biraz da acı karışı. Daha fazla dayanamıyordum. Son hamlemde içimde birikmiş sıcak spermlerimin hepsini ablamın döl yatağına boşalttım..Ablam da boşalmıştı..İste nihayet ablamı sikmiştim…O gün ablamın memelerine de boşalmakla beraber onu defalarca siktim..Emin olun insanın öz ablasını sikmesi kadar harika bir sey olamaz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kayınbabama kendimi siktirdim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Kayınbabama kendimi siktirdimKocam kamyonşöförü olarak Berlinde bir nakliyat şirketinde çalışıyor. Uluslararası çalıştığı için her zaman evde olamıyor. Geçen sene yazın tatil yapmak istediğimizde, kocama işyerini yeni değiştirdiği için izin vermediler. Kocam da, “Sen çocukları al, Türkiyeye babamın yanına git, tatilini yap, dinlen…” deyip bizi Türkiyeye gönderdi. İlk başta ben gitmek istemedim, çünkü kayınbabam (kaynanam öleliden beri) sakin bir balıkçı köyündeki yazlığında kalıyor, ne bir eğlence yeri, ne de alış veriş yeri var. Kocam, “Nazan, dönüş biletini açık tarihli alırız, beğenmezsen erken dönersin, beğenirsen istediğin kadar kal…” deyip beni ikna etti.Çocuklarla (biri 3, biri 4 yaşında) İstanbula uçtum. Havaalanından kayınbabam aldı, özel otosu ile gelmiş. 4 saat yolculuktan sonra kayınbabamın kasabadaki evine vardık. Kayınbabam, “Kızım burada bir kaç gün dinlenip alış veriş yaparsın, sonra yazlığa gideriz.” dedi, ben de kabul ettim. İki gün kasabanın altını üstüne getirdik, kendime çok seksi iç çamaşırları, bikini, gecelik gibi şeyler aldım. Alış veriş yaparken kayınbabam hep benimle geldi, çocuklarla ilgilendi. İki gün sonra yazlığa gittik. Yazlık zeytin ağaçları arasında, denize çok yakın bir yerde idi. Haftasonu kalabalık olmasına rağmen, haftaiçi sahil bom boş oluyordu, sadece yakında yazlıkları olanlar geliyordu.Tatilimizin 4. günü idi. Kayınbabam sabah kalkmış, duş alıyordu. Ben salona geçerken tesadüfen gördüm, banyonun kapısı aralık kalmış, içerisi gözüküyordu. Elimde olmadan gözüm içeri kaydı. Kayınbabamı ilk kez çıplak olarak görüyordum, daha önce kendisini mayo ile bile görmemiştim. Kayınbabamın yarağı sönük hali ile bile etkileyici büyüklükte idi. İçim bir hoş oldu, o anda içimden kayınbabamla sikişmek düşüncesi geçti. Acaba kayınbabam beni sikmek istermiydi? (Kayınbabam ilk yabancı erkeğim olmayacaktı, daha öncede kocamı defalarca boynuzladım) ama bu sefer slot oyunları durum başkaydı, sikişmeyi düşündüğüm adam kocamın babası idi. Yinede şansımı denemeye karar verdim. Kasabadan aldığım bikinimi giyip, banyodaki aynanın karşısında süslenmeye başladım. Bikinimin üstü memelerimin uçlarını anca kapatıyordu, alt kısmı ise Tanga, sırf amcığımı kapatıyor, arkadan ise ipi götümde kayboluyordu.Kayınbabam çırılçıplak, yarağını sallaya sallaya duştan çıkıp beni aynanın karşısında o halde görünce, hemen asılı duran havluya uzanarak, beline doladı, “Ne yapıyorsun kızım banyoda, hemde bu kılıkla?” diye sordu. Ben de, “Çocuklarla fazla sıcak olmadan denize gitmek istiyorum, çok sıcak olunca çocukları çarpar baba…” dedim. Kayınbabam arkamda dikilmiş, hiçbirşey söylemeden beni süzüyordu. Elimdeki tarağı kasıtlı olarak yere düşürdüm ve kayınbabamın önünde domalarak aldım. Kayınbabam arkamdan rahat amcığımı görmüştür, çünkü Tangamın ipini iyice götümün arasına sokmuştum. Hiç arkama bakmadan belime bir Pareo sararak banyodan çıktım. Çocukları da alıp sahile indim.Çocuklar kumsalda oynarken kayınbabam da geldi. İkimiz denize girip biraz yüzdükten sonra çıkıp havlunun üstünde güneşlenmeye başladık. Kayınbabam, “Kızım kavrulacaksın böyle, arkana güneş yağı sürmemi istermisin?” dedi. Ben de hemen arkamı döndüm, yüzüstü uzandım havluya. Kayınbabam sırtıma güneşyağı sürerken, ben kollarımı yastık gibi yüzümün altına birleştirdim. Böylelikle yanlardan göğüslerimi de görmesini sağladım, sanki farkında olmadan frikik vermişim gibi. Kayınbabam koltuk altımdan memelerime ellemeye çalışıyordu. İçimden (Evet balık yemi yuttu, bu adam beni kesin siker!) diye düşündüm. Kayınbabam daha sonra belimden aşağıya da güneşyağı sürmeye başladı. Oralar elimin ereceği yerler olmasına rağmen hiç itiraz etmedim, bacaklarımı, götümü, kalçalarımı, heryerimi güzelce yağlattırdım. Ben de sonra göğsüme aviator ve memelerime sürdüm, kayınbabama doğru dönerek bacak aramı yağlamaya başladım. Sahilde kimse olmadığı için rahat hareket edebiliyorduk…Yaklaşık 2 saat sonra kayınbabam, “Hadi kızım eve gidip birşeyler yiyelim.” dedi ve eve gittik. Ben çocuklarla duşa girdim. Ben çocukları yıkarken kayınbabam yiyecek birşeyler hazırlamış, yedikten sonra çocuklara, “Hadi bakalım siz yukarı çıkıp yatın, öğlen uyku saatiniz geldi, uyuyun dinlenin, eğer uyumazsanız sizi birdaha denize götürmem!” dedim. Çocuklar yukarı çıktılar, bizde kayınbabamla denize bakan balkona oturup birer bira açtık. Biralarımızı yudumlarken kayınbabamla biran göz göze geldik, ama ne biçim oldum, resmen bakışlarla sikişiyor gibiydik. Kayınbabam, “Bak Nazan, istersen hiç vakit kaybetmeyelim!” dedi. Ben sadece kafamı sallayarak onayladım. Kayınbabam sanki bu hareketimi bekliyormuş gibi hemen önüme diz çöküp bacaklarımı ayırdı. Nasılsa denizden bizi kimse göremezdi. Tangamı kenara çekerek sulanmış amcığımı yalamaya başladı. Çok geçmeden ben sarsılarak kayınbabamın ağzına boşaldım. Kayınbabamı balkonda yere yatırıp, ben de onun yarağını emmeye başladım. Kayınbabamın da boşalması uzun sürmedi. Ayağa kalkıp, “Hadi babacığım yatak odasına geçelim!” dedim. Doğru yatak odasına gittik…Kayınbabamın yarağı sertliğinden bir şey kaybetmemişti. Bacaklarımı omuzuna alıp, “Benim orospu gelinim, tatil boyunca seni bu yarağın müptelası yapacağım, o sünepe kocan seni böyle hiç sikmemiştir!” deyip yarağını amcığımın derinliklerine soktu. Kayınbabamın yarağı amcığımın içinde hiç kıpırdamadan öpüşüyorduk. Kayınbabam, “Söyle bana orospu gelinim, seni kocandan başkası da sikiyor mu, bu tatlı amcık başka yarakların altına da yatıyor mu?” diye sorular soruyor, ara sıra da yarrağını çıkartıp yeniden köklüyordu amıma. “Ne yapayım baba, oğlun beni yeterince sikmiyor, ben https://casinomayis.com de başka erkeklere veriyorum!” dedim. Kayınbabam amımı bu şekilde yarım saat siktikten sonra, döllerini amcığımın en derin yerine boşalttı. Birlikte duş alıp, çocukları kontrol ettik, ikiside daha uyuyordu. Oturma odasına geçtik. Ben üzerime ince bir bluz, altımada geniş bir etek giymiştim (altıma kilot giymediğimi yazmama gerek varmı?), kayınbabam ise sadece şortlaydı.Gittim kayınbabamın şortunu hafifçe sıyırıp kucağına oturdum. Kayınbabamın yarı inik yarağı amcığımın dudakları arasında duruyordu. O sırada kocamdan telefon geldi. Kayınbabama ‘Sus’ diye işaret edip, telefonda kocamla konuşmaya başladım. Kocam babasını sordu, “Kahveye gitti…” dedim. “Ya çocuklar?” diye sordu, “Yukarıda uyuyorlar…” dedim. “Yani yalnızsın?” dedi, “Evet…” dedim. Yalnız olduğumuz zamanlar kocamın saplantısı benimle telefonda sex yapmak. Bana fantazilerini anlatıyor, “Ah karıcığım şuanda yanında olsam seni nasıl sikerdim…” falan diyordu. Ben de, “Aşkım yarak yemeyi çok özledim, bak seni başka erkeklerle boynuzlamamak için kedimi zor tutuyorum, şimdi yanımda olsaydın sulanmış amcığıma sokardın…” dedim. Bu arada konuşmalarımızı duyan kayınbabamın yarağı altımda yeniden canlandı ve amcığıma girmeye başladı. Kocama telefonda, “Amcığım yanıyor şuanda, sen yoksun diye şimdi amcığıma salatalık sokacağım, patlıcan sokacağım, havuç sokacağım, kabak sokacağım, amcığım manav dükkanına dönecek bu gidişle, ne olur müsade ver de kendimi başka ekeklere siktireyim!” dedim.Kocam olacak avanak ta, amcığımdaki babasının yarağından habersiz, “Hayır, hayatta müsade etmem, senin o amcığını benden başka kimse sikemez!” diye inliyordu. Kocamın birden sesi kısıldı, belliki yine avcunun içine boşaldı. Kocamla telefonda vedalaştık, kapattık. Kayınbabam da, “Nazan helal olsun, sen büyük bir orospusun, bayıldım sana!” diyerek, alttan hızlı bir şekilde amımı sikmeye başladı ve döllerini tekrar amcığımın derinliklerine fışkırttı. 6 hafta tatil işte böyle kayınbabamla sikişmekle geçti.Şimdi kocama (Babam rahatsız diye) mazeret uydurarak, yine Türkiyeye, kayınbabama kendimi siktirmeye gidiyorum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ESKİ PERSONELİN ATEŞLİ KARISI

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Cuckold

ESKİ PERSONELİN ATEŞLİ KARISIMerhabalar. Adım Nahit, 32 yaşındayım. Yıllarca bir fabrikanın müdürlüğünü yaptıktan sonra, 7 yıldır tecil ettirdiğim askerliğimi yapmak için müracatta bulundum. Fabrikada tüm personel tarafından sevilen, sayılan, aynı zamanda çok otoriter biriydim. Fabrikanın yemekhaneden sorumlu aşçısı, Erkan isminde genç biriydi ve iki ay önce 17 yaşında bir kızla evlenmişti. Düğününe beni de davet etmiş, ben şehir dışında olduğum için düğünlerine gidememiş ve evlendiği kızı görememiştim, fakat çokta merak ediyordum. Bu arada erkan benden çok korkar, aynı zamanda çokta saygı gösterir, her zaman günlük menü dışında bana özel yemekler yapar, bazen de, “Müdürüm bir gün seninle kafaları çekelim, mezeler benden!” derdi. Ama bir türlü işlerimizin yoğunluğu nedeniyle fırsat bulamamıştık. Neyse günüm geldi işimden ayrıldım ve askere gittim. Askerden geldikten sonra oturduğum apartmanın altında boş olan bir dükkanı kiraladım ve inşaat malzemeleri üzerine bir işyeri açtım. Aradan 6 ay kadar geçmişti, bir gün fabrikaya eski patronumu ziyaret için gittim. Fabrikada benim dönemimden çalışan hiç kimse kalmamış, bütün personel yenilenmiş, patron işleri baya bir küçültmüştü. Çalışanlara yemekhane sorumlusu Erkanı sordum, onun da işten ayrıldığını ve yemeklerin tabildottan geldiğini söylediler. 15 gün kadar sonra bir gün sabah dükkanın önüne bir sandalye atıp güneşlenirken, motorlu birisi önümden geçti ve Erkana çok benziyordu. Ama güneş gözlüğü taktığı için tam emin olamadım. Aynı kişi akşam üzeri tam ters istikamete doğru geçince, ben sabahları ve akşamları yola bakmaya başladım ve her gün geçiyordu. Birkaç gün sonra akşam geçerken ben bunu durdurdum, evet Erkandı. Beni görünce baya bir şaşırdı, “Oooo müdürüm!” deyip elime sarıldı. Dükkana davet ettim. Hoş beşten sonra, “Birkaç gündür görüyorum ama emin olamadım, her gün bu caddeden nereye gidiyorsun?” diye sordum. Yeni taşınmışlar, evi caddenin sonundaki varoş mahallesinde imiş ve başka bir fabrikada aşçı olarak çalışıyormuş… Baya bir hasret giderdikten sonra, motoruna bindi, giderken de, “Müdürüm, ailecek te görüşelim, buralarda hiç çevremiz yok, herkes kendi halinde, bari sizinle gidip gelelim, hanımın ve çocuğun çok canı sıkılıyor!” dedi. Okeyleştik ve “İstediğiniz zaman buyurun gelin!” dedim. Akşam durumdan eşime de bahsettim. Bu arada ben 8 yıllık evliyim ve 4 yaşında bir çocuğum var. Erkanın da hemen bir çocuğu olmuş ve bir buçuk yaşına girmiş. Eşim, “Olabilir, eğer hanımı kafadengi birisi ise, benim de canım sıkılıyor aslında, benim içinde iyi olur.” dedi. Erkan birkaç gün sonra dükkanın önünden motorla geçtiğinde bu sefer arkasında başörtülü, pardesülü kapalı bir bir bayan ve kucağında bir çocuk vardı. Ofisimde olduğum için onlar beni görmedi, ama ben çok şaşırmıştım, karısının kapalı biri olabileceğini hiç düşünmemiştim ve ilk defa görüyordum, fakat çok hızlı geçtikleri için doğru dürüst görememiştim. Cumartesi akşam üzeri Erkan dükkana uğradı ve “Müdürüm, müsaitseniz Pazar günü size gelmek istiyoruz?” dedi. Karıma telefon açıp müsait olup olmadığımızı sorduğumda, karım da, “Müsaitiz müsaitiz, buyursunlar gelsinler, hatta biraz erken gelsinler kahvaltıyı da birlikte yapalım!” dedi. Pazar günleri işyerini açmıyordum, Pazar sabah erkenden kalkıp unlu mamül fırınına giderek Simit, Poaça ve Börek aldım ve beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi geldiler, kapıda karşıladık. İçeri geçtiler, “Hoşgeldin!” diyerek eşine elimi uzattım ve tokalaştık. Ama ne tokalaşma! Elleri ateş gibi yanıyordu! Samimi bir şekilde, “Ben Hayriye!” dedi. “Ben de Nahit!” dedim ve ekledim, “Bu arada siz hasta olacaksınız galiba, ateşiniz var!” dedim. Hayriye hafif gülümseyerek, “Yok, benim doğal halim bu!” dedi. Erkan da, “Müdürüm ben kışın soba kullanmıyorum, Hayriyenin teni çok sıcaktır!” dedi, gülüştük. Hayriye minyon tipli, hafif çukur gözlü, beyaz tenli, yüzü ve vücut yapısı süper güzel bir kadındı. Ona bakmaktan kendimi alamıyor, fakat göz göze gelmeye de korkuyordum. Kahvaltı masasına geçtik. Hayriye çocuğu uyutmak için yan odaya geçti. Bu arada biz masaya oturunca, ona benim karşımdaki sandalye kaldı. 5-10 dakika sonra geldi ve karşıma oturdu. Derin bir kahvaltı sohbeti, yaz olduğu için balkon kapısı açık, güzel bir ortam, kakara kikiri 2 saat kadar masada kaldık. Hayriye kapalı olmasına rağmen çok hoş sohbet, biraz utangaç ama konuşkan birisiydi. Kahvaltıdan sonra biz balkonda koyu sohbete dalmışken, hanımlar bulaşık falan derken öğlen oldu ve hanımlar yanımıza gelerek pikniğe gitme teklifinde bulundular. Hazırlıklar yapıldı pikniğe gittik. Vaktimiz çok güzel ve eğlenceli geçiyor, bu arada samimiyetimiz artıyordu. Piknikte çay içerken Hayriye bana, “Nahit abi, Erkan 3 yıldır seni öyle anlatıyordu ki, merakımdan çatlamıştım!” dedi. Erkan da lafa girdi, “Ee o benim biricik müdürüm, bana çok babalık yaptı, ondan gördüğüm iyiliği babamdan görmedim ben, gerçi fabrikada yardım etmediği tek işçi yoktu, o fabrikadaki bütün işçilerin babasıydı!” dedi. Hayriye de, “Abi ne zaman bir durum olsa Erkan, şimdi Nahit müdürüm olacaktı ben bu hale düşmezdim diyor, seni anlata anlata bitiremiyor!” dedi. Bu arada eşim bir bana, bir Hayriyeye bakıyor, bir şeyler çözmeye çalışıyordu. Ben ise kötü duygulara girmemek için kendimi zorluyor, fakat Hayriyeden de gözümü alamıyordum. 19 – 20 yaşında, süper güzel bir hatun karşımda ve göz göze gelmemek için resmen kendimle savaşıyorum. Akşam üzeri piknikten döndük, akşam yemeği falan derken saat 22:30 oldu. Herkes pikniğin de etkisiyle baya yorulmuştu. Bunlar, “Artık kalkalım…” dediler. Sabah gelirken minibüsle geldikleri için yine minibüsle gitmeleri gerekiyordu ben, “Olmaz, minibüsle göndermem, sizi ben bırakırım!” dedim. “Ya zahmet etme.” falan dediler. Ben de, “Hem evi de öğrenmiş olurum.” deyince itiraz etmediler. Eşime, “İstersen sen de gel.” dedim. Eşim, “Ben yorgunum, sen bırak gel.” dedi. Neyse ben bunları evlerine bıraktım. Arabadan inerlerken çocuk Erkanın kucağında idi. Vedalaşırken yine tokalaştık, ama Hayriyenin elleri yine ateş topu gibi yanıyor ve içimi fena yapıyordu. Elimi bırakmadan, “Nahit abi her şey için çok teşekkürler, çok güzel bir gündü, en kısa zamanda biz de sizi bekliyoruz!” dedi. Bu arada gözlerimin içine bakıyordu, durduğum yerde yarağım kazık gibi olmuş, yüzüm kızarmıştı. “Abi sen bana diyorsun ama sen hasta olacaksın, yüzün kıpkırmızı ve terliyorsun!” dedi. Ben de güneş çarpmış olabileceğini söyledim. Vedalaştık ve ben eve döndüm. Eşim geceliğini giymiş yatmış, yatakta beni bekliyordu. Soyundum ve yatağa girdim. Biraz sohbet ettik, onları nasıl bulduğunu sordum. Çok beğendiğini, iyi insanlar olduğunu ve görüşebileceğimizi söyledikten sonra bana manalı manalı bakarak, “Umarım bu düşüncelerim yüzünden beni pişman etmezsin!” dedi. (Eşim çok kıskanç bir yapıya sahiptir). “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Kız çok güzel ve sana da çok hayran kaldı!” dedi. “Ne alaka? Kocası anlatmış, o da merak etmiş, ne var bunda?” dedim. “Daha çok toy, sen yine de dikkat et!” dedi. “Abartıyorsun! Duymadın mı, bana Abi diyor, ayrıca kapalı birisi!” dedim. “Orası öyle, ama ne bileyim, o kadar güzel ki kıskanmamak elde değil!” dedi. Ben de, “Sen ondan güzelsin karıcığım!” diyerek dudaklarından öptüm ve amını avuçladım ve okşamaya başladım. Sonra karımın külodunu çıkardım, amını yalayıp, az önceki elin sıcaklığının ve konuşmalarında etkisinde kalarak kazık gibi olmuş yarağımı karımın amına geçirdim. Karım, “Offfffff, işte bu huyuna bayılıyorum senin, ne zaman aklımdan geçse yarağını amımda buluyorum!” diyor ve dudaklarını ısırıyordu… Ben ise Hayriyeyi siktiğimi hayal ediyor, karıma köklüyordum. Karım zevke gelmiş çılgınlar gibi inliyor, “Ben bu yarağı kimseyle paylaşamam! Bu yarak bana ait! Sakın o karıyı sikeyim deme!” diyor, kendi kuşkularını dillendiriyordu. “Karıcığım merak etme, Hayriye karşımda soyunup bacaklarını ayırsa bile dönüp bakmam!” diyerek karımın amına pompalıyordum. Karım, “Ben seni bilmezmiyim? On senedir yediğim bu yarağı tanımazmıyım? Öyle bir fırsatı kaçırırmısın sen, bulduğun ilk fırsatta koyarsın kızın amına!” diyor, beni daha da azdırıyordu. 20 dakikadır karımı sikiyordum ve artık son noktaya yaklaşmıştım, hızla pompalıyor, “Merak etme aşkım, siksem bile bana senin kadar zevk veremez!” diyerek karımı rahatlatmaya çalışıyordum. Karım ise ikinci defa boşalıyor olmanın zevkiyle, “Sik kocacığım sik, bu yarağa helal olsun, bu yarak ne Hayriyeler hak ediyor! Offfff çıldırıyorum, pompala kocacığım, kökle amıma!” derken, korunmadığı için, yarağımı son bir hamleyle karımın amından çektim ve göbeğine boşaldım. Nefes nefese kalmış bir vaziyette üzerinde 2-3 dakika hareketsiz kaldım, sonra yanına uzandım. Karım dudağıma bir öpücük kondurarak, “Az önce söylediklerimi sakın ciddiye alıp ta kıza birşey yapayım deme haa! Sana belli olmaz, izin verdiğimi falan düşünürsün!” diyerek gülümsedi. Aradan 3-4 gün geçmişti ama Hayriye bir türlü aklımdan çıkmıyor, resmen bütün gün düşüncemi işgal aviator ediyordu. Ellerinin sıcaklığı aklıma geldikçe yarağım kalkıyor, elleri böyleyse acaba amı nasıldır bunun diye düşünmeden edemiyor, bir yandanda arkadaşımın karısı hakkında böyle düşünceler taşıdığım için kendime kızıyor, müthiş bir suçluluk duygusu yaşıyordum. Tam bir ikilem içindeydim. Bir akşam vakti tam dükkanı kapatmayı düşünüyordum ki, Hayriye caddenin karşı kaldırımından kucağında çocuk ile yavaş yavaş yürüyerek evlerinin ters istikametine doğru gidiyor ve sık sık arkasına dönüp bakıyordu. Hemen koşarak yanına gittim ve arkasından, “Hayriye?” dedim. Galiba sesimi tanıyamadığı için birden irkildi, beni görünce de biraz rahatladı. “Bu saatte böyle yaya nereye gidiyorsun? Hayır mı?” dedim. “Abi sorma ya, Erkan gece vardiyasında çalışıyor, işe gitti, ben de annemlere gidiyorum. Minibüsü beklemeyeyim, yavaş yavaş yürüyeyim dedim, ama hep dolu geçiyorlar, almadılar, buraya kadar geldim.” dedi. Ben de, “Yorulmuşsun, gel biraz dinlen, böyle olur mu, o kadar yol kucağında çocukla yürünür mü, gel hadi!” diyerek çocuğu kucağından alarak, biraz da emrivaki bir tavırla işyerime götürdüm… Hayriye yorulmuş, kan ter içinde kalmıştı. Soğuk bir kola ikram ettim. “Abi ben almasaydım, geç oluyor, şimdi minibüsler nöbete düşerse çok geç kalırım!” dedi. Ben de, “Merak etme, seni bu saate minibüsle gödermem, ben bırakırım, rahat ol, al şunu iç, serinle biraz!” dedim. “Nahit abi zahmet etme, ben minibüsle giderim!” dedi. Ben kaşlarımı çatarak, “Seni bu saatte böyle göndermem, sonra Erkan duyarsa bana kırılmaz mı?” dedim. Hayriye de çaresiz, “Peki abi!” dedi ve kolayı aldı. Çocuk uyuyordu, koltuğa yatırmıştım. Sohbete başladık, tam karşımda oturuyor ve havadan sudan konuşuyorduk. Ben ise yine gözümü dikmiş öyle derinlere dalmıştım. Birkaç defa göz göze geldik. Ben hep gözümü kaçırıyordum ve sonuncuda kaçıramadım, bir an sessizlik oldu, 10-15 saniye gözgöze bakıştık. Bu defa o gözünü kaçırdı, ben hemen toparlanmaya çalıştım, ama bu arada masa altında benim yarak yine kazık gibi olmuştu. “Abi ne zaman kapatıyorsun?” dedi. Ben de, “5-10 dakikaya kadar kapatırım, gideriz!” dedim. Bu arada yukarıyı evi aradım ve bir işim olduğunu, bir yere kadar gidip geleceğimi ve merak etmemelerini söyledim. Masanın altından yarağımı düzelttim, eğer anlarsa rezil olacağımı düşündüm ve sakinleşmek için birkaç dakika dikkatimi dağıttım, masadaki evrakları dosyaları falan toparladım. Sakinleşince de, “Hadi kalkalım!” deyip çocuğu kucakladım ve arabaya kadar ben götürdüm. Arabaya varınca çocuğu almasını, kapıları açacağımı söyledim. Çocuğu alırken ben biraz çekingen davrandım, ama o çok rahattı ve yanaştı, çocuğu sıkı tutabilmek için sarılarak alırken, benim kolumun birisi çocukla onun arasında kaldı ve pardüsünün üzerinden taş gibi göğüslerini ilk defa hissederken neredeyse kalp krizi geçirecektim. Kapıları açtım, arkaya binmek istedi. “Aşk olsun, bu da ne demek oluyor? Hakaret sayarım bunu!” deyince, “Ay abi özür dilerim, böyle düşüneceğini bilemedim!” dedi ve ön tarafa geçti. Neyse yola çıktık, bu arada hava iyice kararmıştı. Ben acele etmiyor, yolu uzattıkça uzatmaya çalışıyorum. Gideceğimiz yer normal trafikte yarım saatlik yoldu, ama akşam trafiği de işin içine girince baya bir uzadı. Trafik durunca, ben kucağındaki çocuğun yanağını okşamak bahanesiyle ona yanaşıyor, zaman zaman kazara olmuş gibi göğüslerine elimi sürtüyordum… Çaktırmadan kalkmış yarağımı düzelttim ve konu açılsın diye, “Demek Erkan benden çok behsetti ha, öyle mi?” diye sordum. “Sorma Nahit abi, seni yere göğe sığdıramıyor, ben de merakımdan çatlıyordum.” dedi. “Eee merakın geçti mi? Nasıl, merak ettiğin kadar varmıymışım bari?” dediğimde, bir iki saniye sustu ve “Evet, çok iyi bir insansınız!” dedi. “Teşekkür ederim, sizde iyisiniz, Erkanı severim, çok saygılı çok efendi bir çocuk. Onla evli olğun için çok şanslısın! Eminim iyi bir kocadır!” diye zarf attım. Hayriye yine bir iki saniye sustuktan sonra, “Eh işte, öyledir…” dedi. “Ne demek şimdi bu? Nasıl eh işte? Evliliğinizde sorun mu yaşıyorsunuz?” diye sordum. “Abi evlilik olur da sorun olmaz mı?” dedi. “Hayırdır, büyük bir sorun mu? Bak üzüldüm şimdi, oysa ben sizi çok mutlu görmüştüm.” dedim. “Yok, tabi ki mutluyuz, ama bizim de kendimize göre sorunlarımız var tabi, biraz özel sorunlar Nahit abi.” dedi. “Bana güvenebilirsin, eğer paylaşmak istersen seni dinlerim ve elimden geldiğince de çözümü konusunda yardımcı olurum, ayrıca bende sır olarak kalır, bu konuda bana güvenebilirsin!” dedim. “Nahit abi sana güvenmesem bu kadarını da söylemezdim zaten, ama güvensem de daha fazlasını anlatmam doğru olmaz.” dedi. “Peki sen bilirsin!” deyip, torpidodan bir kartvizitimi çıkardım ve uzattım, “Eğer çok daralır da konuşmaya ihtiyaç duyarsan çağrı bırak, ben seni ararım!” dedim. Kartı aldı, “Tamam abi, ararım!” dedi. Bu arada yüzü değişmiş, hüzün, utanma, çekinme ve korku karışımı tuhaf bir ifade almış, gözlerini karşıya dikmiş anlamsızca yola bakıyordu. Bir kart daha çıkardım ve bir kalemle birlikte uzattım, “Buna da sizin numarayı yaz, bende de sizin numaranız bulunsun.” dedim. Numarasını yazdı ve uzattı. Baktım ev numarasını yazmış sadece, “Cep numaranı da yazsaydın.” dedim. “Ben cep telefonu kullanmıyorum, hep evde olduğum için ihtiyacım olmuyor.” dedi. “Peki tamam!” dedim. Bu arada gideceğimiz yere varmıştık. Hayriyeye arabadan inmeden ona, “Sen kötü görünüyorsun, büyük bir sorununuz var galiba?” diye sordum. “Yok bir şey abi, sonra anlatırım!” dedi. “Tamam o zaman, yarın mutlaka telefonunu bekliyorum, anlatacaksın bana!” dedim. “Tamam! Erkan öğleden sonra saat 2:30 gibi evden çıkıyor, ozaman ararım.” dedi. “Tamam o zaman saat 2:30 dan sonra telefonunu bekliyorum, mutlaka ara bak! Bu arada sen geri nasıl döneceksin, saatte epeyce oldu?” diye sordum. “Ben bu gece burada kalacağım abi, kardeşimin düğün hazırlıkları var, yarın alışverişe çıkacağız, alışverişten sonra oradan direkt minibüsle dönerim eve. Abi çok teşekkür ederim, sana zahmet oldu bu geç saatte.” dedi. “Ne zahmeti canım, ne olacak ki, ne zaman arabalık bir durum olursa, gece gündüz farketmez, aramazsan gücenirim!” dedim ve tokalaşmak için elimi uzattım. Çocuğun başını dizine koydu ve tokalaştık. Eli elimde, “Yok bu sıcaklık normal bir şey değil!” diyerek gülümsedim. “Abi benim elim hep böyledir, pek tokalaşmam ama kimle tokalaşsam çocukluğumdan beri hep bunu söylüyorlar, demek ki sıcak kanlı birisiyim!” diyerek o da gülümsedi ve arabadan indi. Hemen geri döndüm, ama içim içime sığmıyordu, eve nasıl vardım bilmiyorum. Gözümün önünden gitmiyordu, ertesi gün öğlene kadar bana bir yıl kadar uzun geldi. Saat 14:30 gibi çıktım dışarıya ve Erkanın geçmesini bekliyorum, ama geçmedi. Saat 15:30 oldu, ne Erkan geçti ne Hayriyeden telefon geldi, kafayı yiyordum. Masama geçip koltuğuma oturup gözlerimi saate diktim, kulağım telefonda. Saat 16:15 oldu halen telefon yok. Ne olursa olsun ben arayacaktım, eğer Erkan açarsa (Haftasonu müsaitseniz, ya siz gelin, yada biz gelelim) deyip bir şekilde olayı kapatacaktım. Kaldırdım telefonu, çevirdim numarayı, daha ilk çalışının ilk saniyesinde telefon açıldı… “Alo.” dedim. Hayriyeden titrek ve kısık bir sesle cevap geldi, “Alo?” dedi. “Ben Nahit, Erkan evde mi?” diye sordum. “Yok Nahit abi, 14:30’da gitti o.” dedi. “Buradan geçmedi, kapıda bekledim ama göremedim?” dedim. “Abi motorla gitmedi, servisle gitti, normalde servis alıyor onu, ara sıra motorla gidiyor.” dedi. “Anladım. Hani arayacaktın, neden aramadın?” diye sordum. “Aramadım işte…” dedi. “Neden? Hani konuşacaktık?” diye sordum. Kısa bir sessizlik oldu, “Boşver Nahit abi, konuşmayalım!” dedi. “Hmmm. Pardon, sanırım aramakla ben yanlış yaptım. Ben konuşacağımızı, bana sıkıntılarını anlatacağını düşünmüştüm.” dedim. Yine kısa bir sessizlikten sonra, “Abi hangi sıfatla dinleyeceksin benim sorunlarımı, yani sana neden anlatayım, seninle neden konuşayım bunları?” dedi. “Dost olduğumuzu düşünüyordum ben.” dedim. “Tamam abi dostuz, ama aile dostuyuz, sorunlarımızla seni meşgul etmek istemem.” dedi. “Sen bilirsin, ama akşam da dediğim gibi, eğer anlatmak, boşalmak istersen dinlerim ve anlattıklarını da bir sır olarak saklarım (burada boşalmak kelimesini özellikle kullanmıştım), her şeyi içine atmak sağlığına zarar verebilir, insanda bazen dışa vurma ihtiyacı doğar.” dedim. “Ya elbette konuşmaya ihtiyacım var, elbette birilerine anlatsam rahatlarım, ama bu neden siz olasınız? İşte benim kafamı karıştıran bu, yoksa birileriyle sıkıntımı paylaşmayı ben de isterim.” dedi. “Sen bilirsin, kime güveniyorsan onunla paylaşırsın, güvendiğin birisi varsa ona anlat, ama içinde tutma. Akşam bir ara çok kötü oldun, o halin aklımda kaldı, üzüldüğüm için aradım, onun için anlatmanı istedim, bana güvenebileceğini düşündüm.” dedim. “Güveniyorum…” dedi. “Güveniyorsan anlatırsın.” dedim. “Şimdi değil, ama belki daha sonra anlatırım.” dedi. “Peki ne zaman istersen anlatabilirsin, aviator oyna bilesin ki ben dinlemeye hazırım!” dedim. “Tamam abi bunu bilmek içimi rahatlattı.” dedi. “Seni tutmayayım, eğer işin varsa kapatabiliriz.” dedim. “Yoo işim yok, çocuk uyuyor zaten.” dedi. “İyi, benim de canım sıkılıyordu, sakıncası yoksa öylesine sohbet edelim.” dedim. “Sakıncası yok…” dedi. “Alışverişi yaptınız mı?” diye sordum. “Evet yaptık, çok güzel şeyler aldık.” dedi. “Senin güzel şeylere ihtiyacın yok ki.” dedim. “Bana değil, kardeşime aldık… (Biraz sessizlik oldu) Hem benim neden güzel şeylere ihtiyacım olmasın ki?” diye sordu. Sustum, terledim ve titremeye başladım. Titrek bir sesle, “Sen zaten çok güzelsin, extra güzel bir şeye ihtiyacın yok!” dedim. Yine kısa bir sessizlik ten sonra, “Ciddi ben güzelmiyim?” diye sordu. “Hemde çok!” dedim. “İltifatın için teşekkür ederim, bunu duymak çok güzel!” dedi. Hayriyenin bu sözleri bana cesaret vermişti, artık balık oltaya geliyordu, “İltifat değil, gerçekten çok güzelsin, hatta hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın!” dedim. “Yok artık, o kadar da abartmayın lütfen!” dedi. “Abartmıyorum!” dedim. “Nerem güzel ki?” diye sordu. “Yüzünden başka nereni gördüm ki?” deyince gülüştük… “Beni güzel bulmana sevindim Nahit abi!” dedi. “Sorununuz bu mu yoksa, Erkan seni güzel bulmuyor mu?” diye sordum. “Yok, o da güzel olduğumu söyler ara sıra.” dedi. “Hmmm, tutturamadım!” dedim. “Abi sonunda konuşturacaksın beni, bizim sorunumuz sağlık sorunu!” dedi. “Nasıl yani, sağlık derken? Yoksa hastamısın? Demiştim sana bu sıcaklık normal değil diye.” dedim. “Yok abi, sorun Erkanda, bende değil!” dedi. “Öylemiiii? Peki nesi var? Hemen tedavi ettirelim, ağır bir hastalığı falan mı var? Doktora gittiniz mi?” diye sordum. “Hayır gitmedik! Zaten sorun da bu! Doktora gitmemesi!” dedi. “Nasıl yani? Niye gitmiyor ki?” dedim. “Gitmiyor işte!” dedi. “Ben götürürüm onu, sen hastalığını söyle bana!” dedim. “Gitmez abi! Utanıyor!” dedi. “Yahu sağlığın utanması mı olur, bu nasıl bir zihniyet, doktora gidilmez mi, nesi var bunun? Verem mi? Kanser mi?” diye sordum. “Yok abi, öyle bir şey değil, erkekliği ile ilgili…” dedi. İşte tuzağıma düşmüştü. Biraz sessizlik oldu. “Hmmm, sanırım anlıyorum, ama sağlık sağlıktır, ben öyle düşünürüm, eğer tedavisi olan bir rahatsızlıksa gitmeli doktora!” dedim. “Abi özür dilerim, ama bir şey soracağım, tamam ben sana güveniyorum, ama aynı zamanda da senden utanıyorum, biraz açık konuşsam ayıp olur mu?” dedi. “Ne ayıbı yaa! Sen ne saçmalıyorsun, ayıp falan olmaz, istediğin gibi konuş! Anlat şimdi, nedir sorun?” dedim. “Abi Erkanın erken boşalma sorunu var!” dedi. “Öylemi? Hmmm, anladıımm, peki ne kadar erken?” diye sordum. “Çok erken! Dakika bile sürmeden! Bir defasında içine bile giremeden 3 kere boşaldı, dördüncüde de içine girer girmez boşaldı ve o günde çocuk kaldı. Aslında gerdeği de o gün yapmış olduk, yani düğünden 2 ay sonra! Ara sıra söylüyorum doktora gidelim diye, doktora gideceğimize beni öldür diyor.” dedi. “Hmmm, durum baya vahimmiş, senin adına nekadar üzüldüğümü bilemezsin!” dedim. “Nahit abi bana bunları anlattırıyorsun da, peki yengemle sizin sevişmeniz nekadar sürüyor? Ne sıklıkta yapıyorsunuz?” diye sorduğunda bir üst Level’e geçtiğimizin göstergesiydi bu soru. Zafer kazanma yolunda ilerliyordum. Konuşmanın bundan sonrasını iyi yönlendirebilirsem, Hayriyeyi kesin sikebilecektim. “Yengenle hemen hemen hergün sevişiriz ve 20-25 dakikadan tut da 1 saati geçer bazen!” dedim. Hayriyenin şaşkınlığını telefondan bile hissedebiliyordum, “Yok yaa? Okadar sürüyor mu abi? Okadar süre yengemle ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Vaktimiz kısıtlıysa hemen yengene girerim ve 20-25 dakika yaparım yengeni, fakat vaktimiz bol olduğunda, yarım saate yakın birbirimize Oral yaparız, 69 yaparız, Rus işi, Fransız işi yaparız, Amerikan işi yaparız, değişik Fantaziler yaparız, Dirty Talking yaparız, birbirimizi birer ikişer kez Orgazm ettikten sonra Finali Doggy veya Jokeyle yaparız!” dedim. (Bilerek bu kelimeleri seçmiştim!). Hayriye, “Oral? 69? Dörti Tolkink? Jokey? Dogi? Rus işi…? Abi anlatacaksan Türkçe anlat da anlayayım!” dedi. “Oooo, pardon canım! Haklısın! Örneklelerle anlatsam daha iyi olur aslında, fakat biraz açık saçık olur, sakıncası var mı?” dedim. “Yoo, sakıncası yok, istediğin gibi anlat abi!” dedi. “Bak şimdi, sevişmeden önce, yani sikişmeden önce, ön sevişme denilen birşey var, 69 bunlara en güzel örnek. 69’u sana şöyle açıklayım: Mesela ben yatakta sırtüstü yatıyorum, sen de benim üzerime ters yatıyorsun, ben seninkini yalarken, sen de benimkini yalıyorsun. Bunları yaparken de Dirty Talking yapıyoruz, mesela, Yarrağımı iyi yala Orosopu! Taşaklarımı em amına koduğumun Kaltağı! Birazdan senin bu daracık amcığını sikip parçalayacam! Domaltıp, osurta osurta sikecem seni Fahişe! Yarak hastası azgın Orospu seni! diyorum. Sen de, Sik parçala amcığımı koca yaraklı sikicim, erkeğim, kökle amıma, geçir yarrağını! falan diyorsun!” dedim… Hayriye belliki bu kadar da açık beklemiyordu, sesi kesilmiş, telefonda hızlı hızlı nefes alışını duyabiliyordum. Muhtemelen eli amına gitmişti. Gerçi benim de elim sikimdeydi. Birkaç saniye suskunluktan sonra Hayriye heycanla ve titrek bir sesle, “Eee, sonra…?” diye sorunca, bir üst Level’e daha geçmiş olduk ve anlatmaya devam ettim. Artık resmen telefonda sekse dökmüştüm işi, “Bak mesela, amın kıllı mı?” diye sordum. Hayriye burnundan soluyarak, heyecanla, “Yok değil, devam et lütfen!” dedi. “Ohhh, yani amın kaymak gibi, kaymak gibi amlara bayılırım! Amının dudaklarını ağzıma alıp sündürüyorum, emiyorum, amcığına dilini sokuyorum, götünün deliğini parmaklıyorum! Sen de yarağımı hızlı hızlı emiyor, aynı zamanda amını yüzüme bastıra bastıra sürtüyorsun. İkimiz de birbirimizin ağzına boşalıyoruz, ben senin amının sularını yalarken, sen de benim döllerimi yalayıp yutuyorsun!” deyince, Hayriye köpek gibi soluyarak, telefonda inlemeye başladı. Çok geçmeden, Hayriyeden “Ağıhhhh Ihhhhh…” diye bir inleme çıktı ve hiç birşey söylemeden telefonu kapatıverdi. Kesin Orgazm olmuştu ve utancından kapatmıştı telefonu. Bu arada ben de küloduma boşalmıştım! Ertesi gün yine aynı vakitte aradım. Hemen açtı yine telefonu, “Alo?” dedi. “Alo benim, Nahit! Dün hata ettim galiba, özür dilemek ve vedalaşmak için arıyorum, söz birdaha aramayacam! Kendine iyi bak, bye!” dedim. Hayriye hemen, “Dur kapatma!” dedi. “Efendim canım?” dedim. “Eğer dünkü bir hataysa, bu sadece senin hatan değil, bunu ben de istedim! Bana kızma, dün çok tuhaf oldum, ondan kapattım telefonu! İlk defa kendimi gerçek bir kadın gibi hissettim, ne olur konuş benimle. Beni birdaha aramazsan, ot gibi yaşamaya mahkum olurum, hayatımda hiç heyecan kalmaz!” dedi. Hayriye tam istediğim kıvama gelmişti, biraz daha üstüne gitmeye karar verdim ve “Bak canım, bu yaptığımızın yanlış olduğunu ve de sonunun nereye varacağını sen de biliyorsun, en iyisi burda bitirelim bu işi!” dedim. Hayriye ağlamaklı bir ses tonuyla, “Bunu bana yapma! Eğer yalvarmamı istiyorsan yalvarırım! Ne yapmamı istersen yaparım, nasıl olmamı istiyorsan öyle olurum! Altına yatmaya bile hazırım! Orospun olurum! Kaltağın olurum! Yarağını yalarım, döllerini yutarım! Erkeğim benim, sikicim benim! Domalt sik beni! Geçir yarağını amıma! Götümü sik, parçala!” deyince, dünkü kaldığımız yerden telefon seksine devam ettik… Yaklaşık bir hafta boyunca hergün telefonda seks yaptıktan sonra, arkadaşımın o kapalı ve utangaç karısı Hayriye, artık tam bir Orospu gibi olmuştu ve artık gerçekten sikilmek istiyordu. Ben de dayanamıyordum artık ve nezamandır yüzünü görmemiştim, “Yarın sabah işyerime uğrasana aşkım, seni çok özledim!” dedim. “Kocam evde, çıkamam!” dedi. “Karımdan yemek tarifi almaya gideceğini söylersin, 5 dakika görsem yeter!” dedim. “Tamam bakarız!” dedi. Ertesi sabah saat 08:45 gibi işyerime geldiğinde içim içime sığmıyor, çıldırıyorum. Hemen kapıyı kilitledim, pancurları indirdim ve yanına geçtim. Aman tanrım o ne güzellik! Hafif bir makyaj yapmış, başında desenli saten bir başörtüsü vardı. Pardesüsünü çıkardığında, üzerinde beyaz sıfır yaka bir badi, altında topuklarına kadar inen, tüm hatlarını belli eden, kırmızı dar bir etek. Direk yanına vardım, ellerimi uzattım, ellerimden tuttu. Koltukta oturuyordu, kendime doğru çekerek kaldırdım ve direk dudaklarına yapıştım… Çılgınlar gibi öpüşüyoruz. “Aşkım gel arka odaya geçelim!” dedim, elinden tuttum, arkadaki küçük odada Çekyat vardı, hemen oraya girdik. “Dur yapma, yakalanırsak rezil oluruz!” dedi. “Aşkım ben o riski alacak kadar istiyorum seni! Ya sen?” dediğimde, eteğini kaldırdı külodunu sıyırdı, Çekyata yattı ve “Ben de kocamı ve çocuğumu evde bırakıp sabahın köründe karından yemek tarifi almak gibi sudan bahaneyle buraya gelecek kadar istiyorum! Hadi sik beni!” dedi. Hemen amına yumuldum, bir iki dil darbesi atmak için, fakat sanki hiç am yok, orada incecik bir çizgi varmış gibi duruyordu amcığı. Hayatımda https://aviatorocak.com siktiğim karının haddi hesabı yoktur, ama böylesini hiç görmemiştim, 3-4 cm uzunluğunda ince bir çizgi! Aşkım bu ne böyle?” dedim. “Ne var, ne oldu?” dedi. “Aşkım bence Erkanda sorun yok, bu amcığa giremeden boşalmak hastalık değil, kimse dayanamaz buna!” dedim… Hayriye saçlarımdan tutup beni kendine doğru çekti, “Çok konuşma şimdi karın falan gelir, hadi aç şu amcığımı!” dedi. Benim yarak zaten akşamdan beri kazık vaziyette, o amcığı da görünce damarlar patlayacak hale geldi. Hemen kafasını bolca tükürükledim ve Hayriyenin amına aşağı yukarı sürtmeye başladım. Yarağımın kafasını amının dudaklarında hissedince, Hayriyenin gözleri kaydı, “Aşkım, ilk erkeğim sen olacaksın, çok özledim bu anı, hadi sevgilim, geçir artık bana!” dedi. “Aşkım sen doğum yapmadın mı? Bu amcık sanki hiç açılmamış gibi!” dedim. “Sezeryanla doğurdum! Zaten Erkan içine girdi bir defa bile git gel yapmadan patladı, amımın gördüğü yarak bu kadar! Şimdi sen patlat, hadi göster marifetini, Zifaf yaptır bana, acıt canımı!” diyerek habire üstüne çekiyordu. “Hazırmısın aşkım?” dedim. “Hazırım erkeğim! Hemde nasıl hazırım! Anladın mı şimdi elimdeki ateşin sebebini?” dedi. Yüklendim! Sanki yarağımla çarşaf yırtıyorum, o kadar dar amcık! Zar zor yarısına kadar soktum, Hayriye kolunu ısırıyor, gözleri sım sıkı kapalı, sanki nefes almıyordu. Biraz bekledim, kollarını açtım, parmaklarımı parmaklarına geçirdim, “Gözlerini aç sevgilim!” dedim, açtı. Göz gözeyiz, nefeslerimiz birbirine karışıyor, “Hadi kökle erkeğim!” diye inliyor. Bir daha yüklendim ve artık dibindeydim. Gözü gözümde, dişlerini sıkıyor ve öyle bir bakışı vardı ki, gözlerinden birer damla yaş başörtüsüne doğru süzüldü. Sikimi yavaşça geri çektim, tekrar yüklendim. Birdaha, bir daha derken titremeye başladı. O tapılası güzellik altımdaydı ve ben onu sikiyordum, hemde göz göze, inanamıyordum. Saatlerce öyle kalabilirdim, fakat acele etmeliydim, vaktimiz çok dardı, başladım pompalamaya ve gözlerinin içine bakarak, “Aşkımsın! Sevgilimsin! Kadınımsın! Orospumsun! Fahişemsin!” diyordum… Hayriye de, “Erkeğimsin! Sikicimsin! Vurucumsun! Hadi sik beni! Hadi kökle! Vur dibime! Ohhhh yedir yarrağını bana, hadi sik Erkanın karısını, hadi vur koçum, vur erkeğim, çatır çatır sik, doyur amımı! Ohhhh, ilk erkeğimsin! Kökle Orospuna! Kökle Fahişene! Hadi hadi sik beni! Sik arkadaşının karısını! Senin Orospunum hadi!” diyordu. Bir süre pompaladım ve Hayriye sara hastası gibi titreyerek Orgazm oldu ve “Ben bittim, hadi sen de boşal erkeğim!” dedi. “Korunuyormusun?” dedim. “Hayır, fakat patla amıma, fışkırt, dibimi dölle erkeğim!” deyince ben de öyle bir patladım ki, 15 yıldır böyle boşalmamıştım. 3-4 dk. içinden çıkmadan üzerinde yattım dudak dudağa. Sonra hemen kalktık toparlandık. Pancurları ve kapıyı açtım hem caddeye bakıyoruz hem konuşuyoruz. “Harikaydın aşkım, bana kadınlığımı tattırdın!” dedi. “Sen de öyle aşkım, o nasıl amcık öyle, neredeyse hiç olmayacakmış, resmen yarağımı acıttın!” dedim. “Bendeki amcık amcık da, siken yarak olmayınca amcık ne yapsın? Aşkım ben gideyim artık, kimseyi şüphelendirmeyelim!” dedi. “Tamam aşkım, yalnız bu sikişi ben saymıyorum! Bu akşam geleceğim, seni evinde doya doya sikeceğim, olur mu canım?” diye sordum. “Aşkım çok korkuyorum gören olur diye!” dedi. “Yok ben kimseye görünmeden gelirim aşkım. Saat tam 20:30 da sendeyim, tamam mı Hayriye?” dedim, “Tamam Nahit!” dedi, gitti. Heyecanla akşamı beklemeye başladım. Akşam saat 20:30 da evinin önünden geçerken sokak kapısının açık olduğunu gördüm ve hemen içeri daldım. Kapıdan içeri girer girmez kapı arkamdan kapandı. Baktım kapıya sırtını dayamıs öyle bekliyordu. Evin ışıkları tamamen sönüktü, ancak sokak lambasının ışıkları pencereden sızıyor ve evin içini loş bir aydınlık kaplamıştı. Hemen kucağıma aldım ve odaya götürdüm hiç konuşmuyorduk. Öpmeye başladım. Yavaşça çömeldi ve gözlerimin içine bakarak fermuarımı açtı, yarağımı ağzına alarak öyle bir emmeye başladı ki, daha bir dakika olmamıştı, benim yarak beton gibi olmuştu bile. Ben de onu yalamak istiyordum, yarağımı iki eliyle kavradı, “Hayır ben bunu istiyorum hemen, sen sonra yalarsın, vaktimiz çok nasıl olsa!” dedi. Hemen birbirimizi soyduk, yere uzandı, “Hadi koçum! Hadi benim hovardam! Göster şu erkekliğini! Yarağa doyur şu amcığımı!” dedi. Hiç beklemedim, hemen bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı amının dudaklarında aşağı yukarı gezindirmeye başladım. Hayriye çıldırmıştı, kıvaranıyor, “Geçir kökle artık, ne olur dayanamıyorum, sok koca yaraklım, sok orospun olayım, sok artık!” diye yalvarıyordu. Öyle bir kökledim ki yarağımı, sanki kızgın bir taşın deliğine sokmuşum gibi acı duydum. Onun ise çığlıkları evin içini doldurdu. Gözleri hafif kaydı, bayılacak sandım. Derin derin nefes alıyordu. Ben yarağımı amından yavaşça geri çekip, çok sert bir şekilde tekrar yüklendim. Kısık bir sesle inliyor, boynumu ve kulaklarımı yalıyor, küçük ısırıklar konduruyordu. Ben hızlanmıştım, kısık kısık nefes alıyordu, “Vur erkeğim, dibime vur! Vur koçum! Sik, becer beni! Sen benim ilk erkeğimsin, yırt şu amımın yarak görmeyen yerlerini, yırt aşkım, kocacığım, koca yaraklı hovardam, sik parçala amımı koca yaraklım, sikemeyenin amını böyle sikerler, off dayanamıyorum, içimi yakıyorsun, pompala canım, hadiiiiii geçirrrrr aslanım!” dedikçe hayvanlaşmıştım… Hayriye amının kaslarını sıkarak adeta yarağımı bırakmamacasına eziyordu. Amcığı gevşeyeceğine sanki dahada sıkılıyor, daralıyordu. Susmak bilmiyor, haykırıyordu, “Açım koca yaraklım, açım yarağa, açım sikilmeye! Of ne güzel sikiyorsun! Seni ilk gördüğümde amımdan akan suyu görseydin oracıkta Erkanın yanında tecavüz ederdin bana, Erkana da başımı tuttururdun!” dedi. “Tutarmıydı?” diye sordum. “Böyle siktiğini görse eminim beni kendisi siktirir sana, zaten tapıyor sana!” dedi. Bunları duyunca anladım ki, o hanım hanımcık, çıtı pıtı, kapalı kadının fantazi dünyası sınırsızmış, sikişirken konuşmak ve özellikle kocasını aşağılamaktan müthiş zevk alıyordu. Hemen ben de buna yardım etmeye başladım, “Senin o boynuzlu kocanın amına koyayım ben! Karısını siktiğimin pezevengi!” dedim. “Oooohhh, eveeet, sik Erkanın karısını! Pezevenk kocamın sikemediği amına koyyy errkeğimmm. Sik, boynuzlat arkadaşını, Erkana boynuz taktır bana, sikicim sen ol, boynuzlu pezevengim o olsun, yırt amımı, yırt götümü, sana kendimi o pezevengin kucağında siktirmezsem bu yarrak bana haram olsun sikicim!” diye haykırıyordu. “Sen tam bir Orospuymuşsun, amına koyduğumun Kahpesi, amının ateşi vücuduna, eline vurmuş, anlasaydım ilk fırsatta zorla sikerdim seni, adi Fahişe!” dedim. “Evet tecavüz etmeliydin bana, zorla, bağırta bağırta, ağlata ağlata sikmeliydin, o gün arabanla dağa kaldırmalıydın beni!” dedi. “Sende bu Orospuluk varken seni daha öyle sikerim ki, o pezevenk kocanın boynuzları caddelere sığmaz, merak etme!” dedim. “Ooohhh sik erkeğim Erkanın karısının tazecik amcığını! Daha bu orospu kocasının taptığı bu arkadaşına neler verecek!” dedi. “Neler vereceksin?” dedim. “Amcığımı verecem!” dedi. “Onu zaten verdin amcık karı, dalga mı geçiyorsun, amına koyduğumun Orospusu seni!” dedim. “Götümü de verecem, bakire el değmemiş götümün de sahibi sen olacaksın erkeğim!” dedi. “İşte bu güzel!” dedim. “Götümü de siktirecem sana, fakat önce şu doymamış amcığımı doyurmalısın, sik Nahitim! Sik erkeğim, hovardam benim! Oohhh! Kocam olacak o pezevengin boynuzları uzasın, arkadaşının altında amımı siktiriyorum, ohhhh! Hadi vur! Sakın durma! Oooof, aaaah dayanamıyorum, bana birşeyler oluyor, içim gidiyor, sakın durma, kökle birtanem, kökle! Ahhhh…” dedi ve titremeye başladı. Boşalmak üzereydi, zevk alması için yarağımı geri çektim, başının yarısına kadar çıkardım ve tekrar kökledim ve öyle bir bastırdım ki, dibinde bekledim ve boşaldığını hissettim. Ben ise hızımı daha alamamıştım, kendimi sıkıyor boşalmamak için direniyordum… Yaklaşık 45 dakika sonra Hayriye dördüncü kez boşalırken, ben de patlamak üzereydim ve makina gibi hızlandım, “Geliyorum Orospu, nerene boşalayım?” dedim. Hemen bacaklarını sımsıkı belime, kollarını da boynuma doladı, gözlerimin içine bakıyor, sıktığı dişlerinin arasından, “İçime boşal koçum, içime boşal aslanım! Her yerim senin, istediğin yerime boşalabilirsin, ama önce şu Orospunun döle susamış taze amını döllerinle bir sula, arkadaşının sikemediği karısını dölle, bu am senin döllerine kurban olsun, hadi sikicim, hadi fışkırt amıma, fışkırt döllerini!” dedi. “Ya hamile kalırsan?” deyince, “Offff, hadiii, fışkıırrrrt aşkımm, bırak kendini, hadiii ak içimeee, ak amımaa, ohhh hadi sikicim, yolla döllerini hadiii, kalırsam sana hamile kalayım, senin çocuğunu doğurayım, hadiiii!” diye bağırdı. Öyle tahrik olmuştum ki, artık bu sözler üzerine o anda patladım! Ama ne patlayış, amının içi, en ücra köşesine kadar dolmuştu. Adeta kısa bir baygınlık geçirdi… O gece Hayriyeyi defalarca siktim (Götten de siktim!) ve ilişkimiz 3 yıldır sürüyor. Her fırsatta amdan, götten, ağzından, neresi denk gelirse orasından çılgınca siktim. Şimdi benden hamile kalınca kocasına her şeyi anlatmış, kocası önce kızmış, ama sonra çaresiz olduğu için kabullenmiş… [Nahit]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

NE YOLCULUK AMA

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Brunette

NE YOLCULUK AMA(ALINTI)SELAMLAR biz 3 ay önce evlendik karım 20 ben 24 yaşındayım eşim bir akşam annesini ve babasını çok özlediğini söyledi ve ağlamaya başladı benimde içim burkuldu yıllık iznimi alıp eşimin memleketine gitmeye karar verdik aradan üç gün geçti ve iznimi aldım ve arabamızla memlekete gitmek için yola koyulduk her geçtiğimiz şehirde hemen hemen durup gezer ve onlara hediye falan aldık eşimde halinden memnundu . yolda ilerlerken gece saat 00:2 gibi arabamın tiriger kayışı koptu aracı hemencecik saga çektim cumartesini pazara bağlayan gece idi birden ilerden gelen bir tıraktör gördüm ve yanımızda durdu ve araca baktı ve dediki kayış kopmuş yapacak birşey yok oğlum yarını beklicen nerelisiniz diye sordu yaşlı amca bizde filan yerliyiz dedim bakın isterseniz misafirim olun evladım evde kimsem yok hamın rahmetli oldu yanlızca 15 yaşında bir torunum var dedi eşimde karanlıktan ve ıssızlıktan korkar bilirim eşime baktım ne dersin dedim o da vallahi çok iyi olur dedi amcaya dedimki yarın nasıl hallederiz ben sabah namazında şehre inicem ama inşallah tamirci buluruz neden dedim yarın pazar evladım hem bulsakta öğleni falan bulur dedi ama sabah namazında sende aviator oyunu kalk beraber gidelim dedi tamam gideriz amca deyip eve geldik 15 yaşındaki çocuk bize misafir odasını hazırladı ve yorgunduk birazcık konuşduktan sonra uyuduk camii evin yanında idi ezanlar birden okununca uyandım ve çocuk yanımızda duruyodu beni görünce dedem seni uyandırmamı istedi namaz kılalım ve şehre gidelim dedi yani camiden cıkıp şahre gidecektik namaz kıldık camide amcaile ve cıktık amca dediki eşin evde sende eve git ben hallederim dedi olur dedim ve amca gitti camiden cıkan adamlarla sohbet ettik ve eve gittim evin kapısını acık bırakmışdı galiba amcaki acıktı bende çocuğu ve eşimi rahatsız etmeyeyim diye usulca eve girdim girişde hemen çocuk yatıyodu ama şimdi yok merak ettim ve gitti sandım misafir odasının kapısı kapalı ve camı kırık olduğundan amca carşaf gibi bişey le örtmüşdü yaklaştım ve eşimin inlemesini duydum elim falan titredi ve usulca baktım camdaki bezin arasından eşim o çoçukla resmen sikişiyodu aklıma inanamadım ve delirdim birazdaha izledim ve sinirim gecti ve sank**e zevk bile alıyodum .cılgın eşim çocuğa amını yalatıyo ve bacaklarını iyice aviator 2025 ayırıyo çocuk eşime arkanı dön dedi ve domaltarak sikti gözümün önünde ben yavaşca dışarı cıktım ve kapı kapalıymış gibi kapıyı çaldım ve 15 ile 20 saniye sonra kapıyı çocuk açtı abi dedmle gitmedinmi şehre dedi yok o beni gönderdi eve dedim çocuk kendi yerimdeymiş gibi yatağına yattı bende bizim odaya gittim eşimde uyuyomuş gibi yaptı eşime seslendim oda geldinmi dedi evet aşkım geldim iyiki gitmedin dedi yo gittim yoldan geri döndüm dedim ve yorganın altına girdim eşime sarıldım amı ile oynamaya başladım ama amı resmen sırıl sıklam ve kalkmışdı neden böyle külotun sırılsıklam dedim bilmem dedi sabah iyice olmuşdu ya senin amında sanki döl falan akıyo dedim ve birden boynun altının morardığını gördüm galiba cokuk emmişdi ve sütyenin nerde cıkardım dedi ve bende sevişmeye başladım amam amına soktuğumda yağ gibi kaygan ve acılmışdı ama eşim isteksizdi cünki çocukla boşalmışlar galiba uyuduk biraz çocuk kahvaltıya cağırdı .yedikten sonra amca şehirden usta getirmişdi evden cıkmak üzere idikki eşim sen git arabayı onarsınlar gel beni burdan al aşkım güneşde kalmayayım dedi anladımki https://aviatorocak.com eşim son birkez daha çocuğa verek kabul ettim 2 saat sonra arabamla geldim eşimi almaya kapıyı çocuk açtı ve eşimde geldi beli idiki çocuk eşimi bu 2 saat boyunca sikmiş hiç hali kalmamışdı adeta yola cıktık ve 3 saat sonra mola verdik bir ıssız yerde eşime benim fantazim böle ıssız yerler dedim oda yapma dur falan dedi ama yanlız ca memelerini emeyim dedim birden baktığımda memeleri mosmor olmuş çocuk memelerini iyice emmiş di elimi külotuna attım ve kulatunu deyişmiş neden deyişdin dedim oda temiz olsun istedim dedi anlamamazlıktan geldim herşeyi memlekete gittik ve 10 gün kaldıktan sonrada evimize dönerken amvaya bir selam verelimmi dedi anladımki çocuğun sikini istiyo olmaz dedim ve ısrara başladı sonunda kabul ettim amcanın evinin az üstündede köy kahve hanesi vardı amcada orada idi bizi görünce beni gelbi çay icelim dedi burda olur dedim eşim sen arabada kal dedim oda ya bende o çocuğa bir selam vereyim ayıp olur dedi anladımki yine sikilmek istiyo olur dedim ama 10 dakkaya burda ol yola cıkalım dedim 10 dakka sonra eşim yüzü falan kızarmış şekilede geldi iyi sikilmişdi galiba yola cıktık elimi amına attım ve senin amın neden döllü dedim .yanlış anlşama ama sanki biri ile yatmışsın anım içi genişlemiş ve külotun döl bune hal dedim ada benimki seni istiyo anlamadınmı sikmediğin zaman böyle ıslanıyop dedi ve meseleyi kapattı.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ablamın Memeleri

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Ablamın MemeleriMerhaba.Ben Maras’tan Metin.. Sizlere kendi öz ablamla yasadığım bir macerayı anlatmak istiyorum. Herşey 17 yasında bir gece masturbasyon yaparken başladı. Çıplak bir kız hayali kurarken her nasılsa aklıma birden öz ablam giriverdi. Bu görüntü penisimi o kadar uyardı ki kendimi tutamadan belki de hiç olmadığı kadar döl fışkırttım çarşafa.. Olaylar bununla bitmedi, bu garip zevk beni pençesine takmış bambaşka olaylara sürüklüyordu. Kimi zaman evde yalnızken ablamın resimlerine attırıyor, ablamın pedini çöpten bulup dakikalarca kokluyordum. Gülin ablam uzun boylu ,28 yasında açık tenli.balıketinde bir kız. En önemli özelliği ise kazağının içinden taşan iri göğüsleri…Herneyse simdi asıl hikayeye geçeyim.Geçen sene Gülin ablamla evde oturmuş tv izliyorduk.Tv de Demet Şener çıkınca ablama “ne güzel kız di mi abla!” dedim..O da bana “güzel ama göğüsleri çok küçük!” dedi.Şaşırmıştım, ona göğüs büyüklüğünün bir sınırı olması gerktiğini söleyince bana dönerek “benim göğüslerm nasıl Metin?” deyiverdi..Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki.Kazağından taşan iri göğüslerini bana çevirmiş ve bana böyle bir soru sormuştu kendi öz ablam.. Ben de hiç geri kalmamış ve nasılsa “kazağın üzerinden anlayamam ki” deyivermiştim.. Ablam kızıp bağırabilirdi ancak o bunu yapmadı. Doğruldu ve kırmızı dar kazağını üstünden çıkardı..Şimdi siyah dantelli sutyeniyle ablam göğüslerini bana çevirmiş meraklı gözlerle bana bakıyordu..Dikkatli bakınca ablamın meme ucunun çok küçük bir kısmının dantelden görülebildiğini sezdim.. Bu bende öyle bir tesir oluşturdu ki penisim kazık aviator demo gibi oldu. .Ablam benden cevap beklerken ben ona “Göğüslerin güzele benziyo, bayağı büyük ama göğüs uçları da önemli.. Bazısının çok küçük bazısının çok büyük oluyor” dedim.İste ablamın o anda verdiği cevap her seyin baslangıcı oldu..GEL AÇ BAK BEĞENECEK MISIN?…Yavaşça ablamın yanına sokuldum.Aman yarabbim düşlerim gerçek oluyordu.Onca yıldır hayalini kurarak mastürbasyon yaptığım bu iri sulu memeleri nihayet görebilecektim.Ablam kollarını havaya kaldırarak sutyeni çıkarmam için bana davetiye verdi. Elim titreyerek parmaklarımı sırtına götürdüm. Sütyenin demir kopçanını yavaşça çözdüm ve sütyeni yavaşça kaldırmaya başladım..O güzel memelerin önce dolgun çizgileri ve nihayet o güne kadar belki hiç bir erkeğin görmediği büyük kıpkırmızı sivri uçlerı açığa çıktı..Hepinize temin ediyorum Gülin ablamın bembeyaz iri göğüslerini görseydiniz bu iki dünya harikasının üzerine sıcak dölünüzü boşaltmakta hiç tereddüt etmezdiniz.. Ablamın memeleri bana bakıyor, ablam da hafif bir gülümsemeyle beni süzüyordu..Yalan söyleyeck halim yoktu..ona “göğüslerin mükemmel ve çok seksi.. Bir kere dokunabilir miyim?” dedim. O da başını salladı ve “Aynı zamanda çok serttirler!” diyerek cevap verdi.. Elimi doğruca memesinin ortasına, sivri ucuna götürerek yüzük parmağıma okşamaya başladım.. AMAN TANRIM!! ABLAM DA TAHRIK OLMUŞ OLMALIYDI KI MEME UCU ANIDEN IYICE SİVRİLİP UZADI.. Artık ablama sormadan ablamın göğüslerini avuçlamaya ve gözlerini kapatmış olmasından cesaret alarak yalamaya başladım..Gülin aviator hilesi ablamın bembeyaz göğüsleri dilimin ucunda ıslanıyor, büyüyordu.. Sikim adeta zonkluyordu ki ablam hafifçe gülümseyerek “birsey gösterme sırası sende!” diyerek aniden eğildi. Biz kardeştik, aramız 21 sene boyunca çok iyi olmuştu ama bu değisim de neyin nesiydi.. Ablam pantolonumun fermuarını çekip indirdi ve boxer ımın içinden kalkmıs sikime bakarak ”vay hayvan vay insan kendi ablasına ereksiyon olur mu hiç!” dedi ve boxerımı bir hamlede indirerek yaklasık 17 cm olmus yarrağımı meydana çıkardı… Küçük elleriyle yarrağımı yavaşça kavradı ve o küçük ıslak ağzıyla yavaşça dillemeye başladı..O güne kadar hiç oral seks yapmamıstım ve siftahı Gülin ablamla yapıyordum. Yarrağımın başı o sıcak ağza girince ablamın güzel ağzına ve suratına fışkırtmamak için kendimi zor tuttum. Daha sonra ablam doğruldu ve beraber odama geçtik..ABLAMI DUVARA YASLAYIP ONU HAYATIMDA İLK KEZ AĞZINDAN OPTUM…Bir elimle memelerini okşuyor ona sarılıyordum.Derken Daha fazla dayanamadım ve eğilerek ablamın siyah külotunu yalamaya başladım..Gülin ablamın dolgun bacaklarını yalıyor okşuyor bir taraftan da dilimle organını yokluyordum..Ablamın külotu sırılsıklam olmustu ve ben bu gereksiz aksesuardan kurtulmanın zamanı olduğunu düsünerek külodu yavaşça indirdim. Ablamın siyah kılları ve nihayetinde sulanmış küçük amcığı ortaya çıktı.Vakit kaybetmeden dilimi ablamın amına sürmeye,am dillerini ıssırmaya ve parmağımı amınn içine sokmaya başladım..İkimizde yere yattık,ablam altta ben üstteydim. Ablamı ağzından https://aviatorocak.com öpüyor,morarmış dik memelerini avuçluyor bir taraftanda içinden sular akan,kabarmış amını mıncıklıyordum..Ablam “Aah-oooh gibi sesler çıkarıyor ve beni iyice tahrik ediyordu.. Ablam bacaklarını iki yana açaraka amını yalayabileceğim pozisyona geldi…Şimdi ablamın kabarmış sulu amına yumulmuş yalıyor ve bir taraftanda bızırını emiyordum..artık dayanacak halim kalmamıştı..Gülin ablam domalmış inliyordu…Ve aniden bağırdı “SAKIN GIRME METIN,BEN BAKIREYIM!..” Oo anda beynimde simsekler çaktı.. Ben ne yapıyordum.. Altımda yatan kendi can kardesim,öz ablam,beni koruyan beni seven Gülin ablamdı… Tam vazgeçeceğim sırada gözlerim iri memelerine, zevkten kaymış gözlerine,açık ağzına ve sulu amına takıldı..Bir hamleyle ablamı bacaklarından tutarak kendime çektim ve sikimi kıllı amından içeri sokmaya çalıştım.. Amı bakire olduğundan küçüktü ve yarrağımı içine alamıyordu.İkinci harekette sert bir bel hareketiyle penisimi bu güzel amdan içeri sokmayı başardım ancak ablamın amından sikmiştim…İlk postadan sonra biraz pişman olsam da bu pişmanlığım 5 dakika sonra geçti ve o gün ablamın memelerine boşalttım ,götünden ve amından ikişer kere daha siktim…Emin olun insanın öz ablasını sikmesi kadar harika bir şey olmalı. Yarağımı ablamın içinde bir ileri bir geri hareket ettirirken sert bir hareketle kızlık zarını yırttığımı fark ettim.. Ablam zevkten bağırıyor ağlıyordu..Yarrağım ablamın rahmine ulaştığında çığlıkların içine biraz da acı karışı. Daha fazla dayanamıyordum. Son hamlemde içimde birikmiş sıcak spermlerimin hepsini ablamın döl yatağına boşalttım..Ablam da boşalmıştı..İste nihayet ablamı sikmiştim…O gün ablamın memelerine de boşalmakla beraber onu defalarca siktim..Emin olun insanın öz ablasını sikmesi kadar harika bir sey olamaz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kayınbabama kendimi siktirdim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bdsm

Kayınbabama kendimi siktirdimKocam kamyonşöförü olarak Berlinde bir nakliyat şirketinde çalışıyor. Uluslararası çalıştığı için her zaman evde olamıyor. Geçen sene yazın tatil yapmak istediğimizde, kocama işyerini yeni değiştirdiği için izin vermediler. Kocam da, “Sen çocukları al, Türkiyeye babamın yanına git, tatilini yap, dinlen…” deyip bizi Türkiyeye gönderdi. İlk başta ben gitmek istemedim, çünkü kayınbabam (kaynanam öleliden beri) sakin bir balıkçı köyündeki yazlığında kalıyor, ne bir eğlence yeri, ne de alış veriş yeri var. Kocam, “Nazan, dönüş biletini açık tarihli alırız, beğenmezsen erken dönersin, beğenirsen istediğin kadar kal…” deyip beni ikna etti.Çocuklarla (biri 3, biri 4 yaşında) İstanbula uçtum. Havaalanından kayınbabam aldı, özel otosu ile gelmiş. 4 saat yolculuktan sonra kayınbabamın kasabadaki evine vardık. Kayınbabam, “Kızım burada bir kaç gün dinlenip alış veriş yaparsın, sonra yazlığa gideriz.” dedi, ben de kabul ettim. İki gün kasabanın altını üstüne getirdik, kendime çok seksi iç çamaşırları, bikini, gecelik gibi şeyler aldım. Alış veriş yaparken kayınbabam hep benimle geldi, çocuklarla ilgilendi. İki gün sonra yazlığa gittik. Yazlık zeytin ağaçları arasında, denize çok yakın bir yerde idi. Haftasonu kalabalık olmasına rağmen, haftaiçi sahil bom boş oluyordu, sadece yakında yazlıkları olanlar geliyordu.Tatilimizin 4. günü idi. Kayınbabam sabah kalkmış, duş alıyordu. Ben salona geçerken tesadüfen gördüm, banyonun kapısı aralık kalmış, içerisi gözüküyordu. Elimde olmadan gözüm içeri kaydı. Kayınbabamı ilk kez çıplak olarak görüyordum, daha önce kendisini mayo ile bile görmemiştim. Kayınbabamın yarağı sönük hali ile bile etkileyici büyüklükte idi. İçim bir hoş oldu, o anda içimden kayınbabamla sikişmek düşüncesi geçti. Acaba kayınbabam beni sikmek istermiydi? (Kayınbabam ilk yabancı erkeğim olmayacaktı, daha öncede kocamı defalarca boynuzladım) ama bu sefer slot oyunları durum başkaydı, sikişmeyi düşündüğüm adam kocamın babası idi. Yinede şansımı denemeye karar verdim. Kasabadan aldığım bikinimi giyip, banyodaki aynanın karşısında süslenmeye başladım. Bikinimin üstü memelerimin uçlarını anca kapatıyordu, alt kısmı ise Tanga, sırf amcığımı kapatıyor, arkadan ise ipi götümde kayboluyordu.Kayınbabam çırılçıplak, yarağını sallaya sallaya duştan çıkıp beni aynanın karşısında o halde görünce, hemen asılı duran havluya uzanarak, beline doladı, “Ne yapıyorsun kızım banyoda, hemde bu kılıkla?” diye sordu. Ben de, “Çocuklarla fazla sıcak olmadan denize gitmek istiyorum, çok sıcak olunca çocukları çarpar baba…” dedim. Kayınbabam arkamda dikilmiş, hiçbirşey söylemeden beni süzüyordu. Elimdeki tarağı kasıtlı olarak yere düşürdüm ve kayınbabamın önünde domalarak aldım. Kayınbabam arkamdan rahat amcığımı görmüştür, çünkü Tangamın ipini iyice götümün arasına sokmuştum. Hiç arkama bakmadan belime bir Pareo sararak banyodan çıktım. Çocukları da alıp sahile indim.Çocuklar kumsalda oynarken kayınbabam da geldi. İkimiz denize girip biraz yüzdükten sonra çıkıp havlunun üstünde güneşlenmeye başladık. Kayınbabam, “Kızım kavrulacaksın böyle, arkana güneş yağı sürmemi istermisin?” dedi. Ben de hemen arkamı döndüm, yüzüstü uzandım havluya. Kayınbabam sırtıma güneşyağı sürerken, ben kollarımı yastık gibi yüzümün altına birleştirdim. Böylelikle yanlardan göğüslerimi de görmesini sağladım, sanki farkında olmadan frikik vermişim gibi. Kayınbabam koltuk altımdan memelerime ellemeye çalışıyordu. İçimden (Evet balık yemi yuttu, bu adam beni kesin siker!) diye düşündüm. Kayınbabam daha sonra belimden aşağıya da güneşyağı sürmeye başladı. Oralar elimin ereceği yerler olmasına rağmen hiç itiraz etmedim, bacaklarımı, götümü, kalçalarımı, heryerimi güzelce yağlattırdım. Ben de sonra göğsüme aviator ve memelerime sürdüm, kayınbabama doğru dönerek bacak aramı yağlamaya başladım. Sahilde kimse olmadığı için rahat hareket edebiliyorduk…Yaklaşık 2 saat sonra kayınbabam, “Hadi kızım eve gidip birşeyler yiyelim.” dedi ve eve gittik. Ben çocuklarla duşa girdim. Ben çocukları yıkarken kayınbabam yiyecek birşeyler hazırlamış, yedikten sonra çocuklara, “Hadi bakalım siz yukarı çıkıp yatın, öğlen uyku saatiniz geldi, uyuyun dinlenin, eğer uyumazsanız sizi birdaha denize götürmem!” dedim. Çocuklar yukarı çıktılar, bizde kayınbabamla denize bakan balkona oturup birer bira açtık. Biralarımızı yudumlarken kayınbabamla biran göz göze geldik, ama ne biçim oldum, resmen bakışlarla sikişiyor gibiydik. Kayınbabam, “Bak Nazan, istersen hiç vakit kaybetmeyelim!” dedi. Ben sadece kafamı sallayarak onayladım. Kayınbabam sanki bu hareketimi bekliyormuş gibi hemen önüme diz çöküp bacaklarımı ayırdı. Nasılsa denizden bizi kimse göremezdi. Tangamı kenara çekerek sulanmış amcığımı yalamaya başladı. Çok geçmeden ben sarsılarak kayınbabamın ağzına boşaldım. Kayınbabamı balkonda yere yatırıp, ben de onun yarağını emmeye başladım. Kayınbabamın da boşalması uzun sürmedi. Ayağa kalkıp, “Hadi babacığım yatak odasına geçelim!” dedim. Doğru yatak odasına gittik…Kayınbabamın yarağı sertliğinden bir şey kaybetmemişti. Bacaklarımı omuzuna alıp, “Benim orospu gelinim, tatil boyunca seni bu yarağın müptelası yapacağım, o sünepe kocan seni böyle hiç sikmemiştir!” deyip yarağını amcığımın derinliklerine soktu. Kayınbabamın yarağı amcığımın içinde hiç kıpırdamadan öpüşüyorduk. Kayınbabam, “Söyle bana orospu gelinim, seni kocandan başkası da sikiyor mu, bu tatlı amcık başka yarakların altına da yatıyor mu?” diye sorular soruyor, ara sıra da yarrağını çıkartıp yeniden köklüyordu amıma. “Ne yapayım baba, oğlun beni yeterince sikmiyor, ben https://casinomayis.com de başka erkeklere veriyorum!” dedim. Kayınbabam amımı bu şekilde yarım saat siktikten sonra, döllerini amcığımın en derin yerine boşalttı. Birlikte duş alıp, çocukları kontrol ettik, ikiside daha uyuyordu. Oturma odasına geçtik. Ben üzerime ince bir bluz, altımada geniş bir etek giymiştim (altıma kilot giymediğimi yazmama gerek varmı?), kayınbabam ise sadece şortlaydı.Gittim kayınbabamın şortunu hafifçe sıyırıp kucağına oturdum. Kayınbabamın yarı inik yarağı amcığımın dudakları arasında duruyordu. O sırada kocamdan telefon geldi. Kayınbabama ‘Sus’ diye işaret edip, telefonda kocamla konuşmaya başladım. Kocam babasını sordu, “Kahveye gitti…” dedim. “Ya çocuklar?” diye sordu, “Yukarıda uyuyorlar…” dedim. “Yani yalnızsın?” dedi, “Evet…” dedim. Yalnız olduğumuz zamanlar kocamın saplantısı benimle telefonda sex yapmak. Bana fantazilerini anlatıyor, “Ah karıcığım şuanda yanında olsam seni nasıl sikerdim…” falan diyordu. Ben de, “Aşkım yarak yemeyi çok özledim, bak seni başka erkeklerle boynuzlamamak için kedimi zor tutuyorum, şimdi yanımda olsaydın sulanmış amcığıma sokardın…” dedim. Bu arada konuşmalarımızı duyan kayınbabamın yarağı altımda yeniden canlandı ve amcığıma girmeye başladı. Kocama telefonda, “Amcığım yanıyor şuanda, sen yoksun diye şimdi amcığıma salatalık sokacağım, patlıcan sokacağım, havuç sokacağım, kabak sokacağım, amcığım manav dükkanına dönecek bu gidişle, ne olur müsade ver de kendimi başka ekeklere siktireyim!” dedim.Kocam olacak avanak ta, amcığımdaki babasının yarağından habersiz, “Hayır, hayatta müsade etmem, senin o amcığını benden başka kimse sikemez!” diye inliyordu. Kocamın birden sesi kısıldı, belliki yine avcunun içine boşaldı. Kocamla telefonda vedalaştık, kapattık. Kayınbabam da, “Nazan helal olsun, sen büyük bir orospusun, bayıldım sana!” diyerek, alttan hızlı bir şekilde amımı sikmeye başladı ve döllerini tekrar amcığımın derinliklerine fışkırttı. 6 hafta tatil işte böyle kayınbabamla sikişmekle geçti.Şimdi kocama (Babam rahatsız diye) mazeret uydurarak, yine Türkiyeye, kayınbabama kendimi siktirmeye gidiyorum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ESKİ PERSONELİN ATEŞLİ KARISI

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

ESKİ PERSONELİN ATEŞLİ KARISIMerhabalar. Adım Nahit, 32 yaşındayım. Yıllarca bir fabrikanın müdürlüğünü yaptıktan sonra, 7 yıldır tecil ettirdiğim askerliğimi yapmak için müracatta bulundum. Fabrikada tüm personel tarafından sevilen, sayılan, aynı zamanda çok otoriter biriydim. Fabrikanın yemekhaneden sorumlu aşçısı, Erkan isminde genç biriydi ve iki ay önce 17 yaşında bir kızla evlenmişti. Düğününe beni de davet etmiş, ben şehir dışında olduğum için düğünlerine gidememiş ve evlendiği kızı görememiştim, fakat çokta merak ediyordum. Bu arada erkan benden çok korkar, aynı zamanda çokta saygı gösterir, her zaman günlük menü dışında bana özel yemekler yapar, bazen de, “Müdürüm bir gün seninle kafaları çekelim, mezeler benden!” derdi. Ama bir türlü işlerimizin yoğunluğu nedeniyle fırsat bulamamıştık. Neyse günüm geldi işimden ayrıldım ve askere gittim. Askerden geldikten sonra oturduğum apartmanın altında boş olan bir dükkanı kiraladım ve inşaat malzemeleri üzerine bir işyeri açtım. Aradan 6 ay kadar geçmişti, bir gün fabrikaya eski patronumu ziyaret için gittim. Fabrikada benim dönemimden çalışan hiç kimse kalmamış, bütün personel yenilenmiş, patron işleri baya bir küçültmüştü. Çalışanlara yemekhane sorumlusu Erkanı sordum, onun da işten ayrıldığını ve yemeklerin tabildottan geldiğini söylediler. 15 gün kadar sonra bir gün sabah dükkanın önüne bir sandalye atıp güneşlenirken, motorlu birisi önümden geçti ve Erkana çok benziyordu. Ama güneş gözlüğü taktığı için tam emin olamadım. Aynı kişi akşam üzeri tam ters istikamete doğru geçince, ben sabahları ve akşamları yola bakmaya başladım ve her gün geçiyordu. Birkaç gün sonra akşam geçerken ben bunu durdurdum, evet Erkandı. Beni görünce baya bir şaşırdı, “Oooo müdürüm!” deyip elime sarıldı. Dükkana davet ettim. Hoş beşten sonra, “Birkaç gündür görüyorum ama emin olamadım, her gün bu caddeden nereye gidiyorsun?” diye sordum. Yeni taşınmışlar, evi caddenin sonundaki varoş mahallesinde imiş ve başka bir fabrikada aşçı olarak çalışıyormuş… Baya bir hasret giderdikten sonra, motoruna bindi, giderken de, “Müdürüm, ailecek te görüşelim, buralarda hiç çevremiz yok, herkes kendi halinde, bari sizinle gidip gelelim, hanımın ve çocuğun çok canı sıkılıyor!” dedi. Okeyleştik ve “İstediğiniz zaman buyurun gelin!” dedim. Akşam durumdan eşime de bahsettim. Bu arada ben 8 yıllık evliyim ve 4 yaşında bir çocuğum var. Erkanın da hemen bir çocuğu olmuş ve bir buçuk yaşına girmiş. Eşim, “Olabilir, eğer hanımı kafadengi birisi ise, benim de canım sıkılıyor aslında, benim içinde iyi olur.” dedi. Erkan birkaç gün sonra dükkanın önünden motorla geçtiğinde bu sefer arkasında başörtülü, pardesülü kapalı bir bir bayan ve kucağında bir çocuk vardı. Ofisimde olduğum için onlar beni görmedi, ama ben çok şaşırmıştım, karısının kapalı biri olabileceğini hiç düşünmemiştim ve ilk defa görüyordum, fakat çok hızlı geçtikleri için doğru dürüst görememiştim. Cumartesi akşam üzeri Erkan dükkana uğradı ve “Müdürüm, müsaitseniz Pazar günü size gelmek istiyoruz?” dedi. Karıma telefon açıp müsait olup olmadığımızı sorduğumda, karım da, “Müsaitiz müsaitiz, buyursunlar gelsinler, hatta biraz erken gelsinler kahvaltıyı da birlikte yapalım!” dedi. Pazar günleri işyerini açmıyordum, Pazar sabah erkenden kalkıp unlu mamül fırınına giderek Simit, Poaça ve Börek aldım ve beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi geldiler, kapıda karşıladık. İçeri geçtiler, “Hoşgeldin!” diyerek eşine elimi uzattım ve tokalaştık. Ama ne tokalaşma! Elleri ateş gibi yanıyordu! Samimi bir şekilde, “Ben Hayriye!” dedi. “Ben de Nahit!” dedim ve ekledim, “Bu arada siz hasta olacaksınız galiba, ateşiniz var!” dedim. Hayriye hafif gülümseyerek, “Yok, benim doğal halim bu!” dedi. Erkan da, “Müdürüm ben kışın soba kullanmıyorum, Hayriyenin teni çok sıcaktır!” dedi, gülüştük. Hayriye minyon tipli, hafif çukur gözlü, beyaz tenli, yüzü ve vücut yapısı süper güzel bir kadındı. Ona bakmaktan kendimi alamıyor, fakat göz göze gelmeye de korkuyordum. Kahvaltı masasına geçtik. Hayriye çocuğu uyutmak için yan odaya geçti. Bu arada biz masaya oturunca, ona benim karşımdaki sandalye kaldı. 5-10 dakika sonra geldi ve karşıma oturdu. Derin bir kahvaltı sohbeti, yaz olduğu için balkon kapısı açık, güzel bir ortam, kakara kikiri 2 saat kadar masada kaldık. Hayriye kapalı olmasına rağmen çok hoş sohbet, biraz utangaç ama konuşkan birisiydi. Kahvaltıdan sonra biz balkonda koyu sohbete dalmışken, hanımlar bulaşık falan derken öğlen oldu ve hanımlar yanımıza gelerek pikniğe gitme teklifinde bulundular. Hazırlıklar yapıldı pikniğe gittik. Vaktimiz çok güzel ve eğlenceli geçiyor, bu arada samimiyetimiz artıyordu. Piknikte çay içerken Hayriye bana, “Nahit abi, Erkan 3 yıldır seni öyle anlatıyordu ki, merakımdan çatlamıştım!” dedi. Erkan da lafa girdi, “Ee o benim biricik müdürüm, bana çok babalık yaptı, ondan gördüğüm iyiliği babamdan görmedim ben, gerçi fabrikada yardım etmediği tek işçi yoktu, o fabrikadaki bütün işçilerin babasıydı!” dedi. Hayriye de, “Abi ne zaman bir durum olsa Erkan, şimdi Nahit müdürüm olacaktı ben bu hale düşmezdim diyor, seni anlata anlata bitiremiyor!” dedi. Bu arada eşim bir bana, bir Hayriyeye bakıyor, bir şeyler çözmeye çalışıyordu. Ben ise kötü duygulara girmemek için kendimi zorluyor, fakat Hayriyeden de gözümü alamıyordum. 19 – 20 yaşında, süper güzel bir hatun karşımda ve göz göze gelmemek için resmen kendimle savaşıyorum. Akşam üzeri piknikten döndük, akşam yemeği falan derken saat 22:30 oldu. Herkes pikniğin de etkisiyle baya yorulmuştu. Bunlar, “Artık kalkalım…” dediler. Sabah gelirken minibüsle geldikleri için yine minibüsle gitmeleri gerekiyordu ben, “Olmaz, minibüsle göndermem, sizi ben bırakırım!” dedim. “Ya zahmet etme.” falan dediler. Ben de, “Hem evi de öğrenmiş olurum.” deyince itiraz etmediler. Eşime, “İstersen sen de gel.” dedim. Eşim, “Ben yorgunum, sen bırak gel.” dedi. Neyse ben bunları evlerine bıraktım. Arabadan inerlerken çocuk Erkanın kucağında idi. Vedalaşırken yine tokalaştık, ama Hayriyenin elleri yine ateş topu gibi yanıyor ve içimi fena yapıyordu. Elimi bırakmadan, “Nahit abi her şey için çok teşekkürler, çok güzel bir gündü, en kısa zamanda biz de sizi bekliyoruz!” dedi. Bu arada gözlerimin içine bakıyordu, durduğum yerde yarağım kazık gibi olmuş, yüzüm kızarmıştı. “Abi sen bana diyorsun ama sen hasta olacaksın, yüzün kıpkırmızı ve terliyorsun!” dedi. Ben de güneş çarpmış olabileceğini söyledim. Vedalaştık ve ben eve döndüm. Eşim geceliğini giymiş yatmış, yatakta beni bekliyordu. Soyundum ve yatağa girdim. Biraz sohbet ettik, onları nasıl bulduğunu sordum. Çok beğendiğini, iyi insanlar olduğunu ve görüşebileceğimizi söyledikten sonra bana manalı manalı bakarak, “Umarım bu düşüncelerim yüzünden beni pişman etmezsin!” dedi. (Eşim çok kıskanç bir yapıya sahiptir). “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Kız çok güzel ve sana da çok hayran kaldı!” dedi. “Ne alaka? Kocası anlatmış, o da merak etmiş, ne var bunda?” dedim. “Daha çok toy, sen yine de dikkat et!” dedi. “Abartıyorsun! Duymadın mı, bana Abi diyor, ayrıca kapalı birisi!” dedim. “Orası öyle, ama ne bileyim, o kadar güzel ki kıskanmamak elde değil!” dedi. Ben de, “Sen ondan güzelsin karıcığım!” diyerek dudaklarından öptüm ve amını avuçladım ve okşamaya başladım. Sonra karımın külodunu çıkardım, amını yalayıp, az önceki elin sıcaklığının ve konuşmalarında etkisinde kalarak kazık gibi olmuş yarağımı karımın amına geçirdim. Karım, “Offfffff, işte bu huyuna bayılıyorum senin, ne zaman aklımdan geçse yarağını amımda buluyorum!” diyor ve dudaklarını ısırıyordu… Ben ise Hayriyeyi siktiğimi hayal ediyor, karıma köklüyordum. Karım zevke gelmiş çılgınlar gibi inliyor, “Ben bu yarağı kimseyle paylaşamam! Bu yarak bana ait! Sakın o karıyı sikeyim deme!” diyor, kendi kuşkularını dillendiriyordu. “Karıcığım merak etme, Hayriye karşımda soyunup bacaklarını ayırsa bile dönüp bakmam!” diyerek karımın amına pompalıyordum. Karım, “Ben seni bilmezmiyim? On senedir yediğim bu yarağı tanımazmıyım? Öyle bir fırsatı kaçırırmısın sen, bulduğun ilk fırsatta koyarsın kızın amına!” diyor, beni daha da azdırıyordu. 20 dakikadır karımı sikiyordum ve artık son noktaya yaklaşmıştım, hızla pompalıyor, “Merak etme aşkım, siksem bile bana senin kadar zevk veremez!” diyerek karımı rahatlatmaya çalışıyordum. Karım ise ikinci defa boşalıyor olmanın zevkiyle, “Sik kocacığım sik, bu yarağa helal olsun, bu yarak ne Hayriyeler hak ediyor! Offfff çıldırıyorum, pompala kocacığım, kökle amıma!” derken, korunmadığı için, yarağımı son bir hamleyle karımın amından çektim ve göbeğine boşaldım. Nefes nefese kalmış bir vaziyette üzerinde 2-3 dakika hareketsiz kaldım, sonra yanına uzandım. Karım dudağıma bir öpücük kondurarak, “Az önce söylediklerimi sakın ciddiye alıp ta kıza birşey yapayım deme haa! Sana belli olmaz, izin verdiğimi falan düşünürsün!” diyerek gülümsedi. Aradan 3-4 gün geçmişti ama Hayriye bir türlü aklımdan çıkmıyor, resmen bütün gün düşüncemi işgal aviator ediyordu. Ellerinin sıcaklığı aklıma geldikçe yarağım kalkıyor, elleri böyleyse acaba amı nasıldır bunun diye düşünmeden edemiyor, bir yandanda arkadaşımın karısı hakkında böyle düşünceler taşıdığım için kendime kızıyor, müthiş bir suçluluk duygusu yaşıyordum. Tam bir ikilem içindeydim. Bir akşam vakti tam dükkanı kapatmayı düşünüyordum ki, Hayriye caddenin karşı kaldırımından kucağında çocuk ile yavaş yavaş yürüyerek evlerinin ters istikametine doğru gidiyor ve sık sık arkasına dönüp bakıyordu. Hemen koşarak yanına gittim ve arkasından, “Hayriye?” dedim. Galiba sesimi tanıyamadığı için birden irkildi, beni görünce de biraz rahatladı. “Bu saatte böyle yaya nereye gidiyorsun? Hayır mı?” dedim. “Abi sorma ya, Erkan gece vardiyasında çalışıyor, işe gitti, ben de annemlere gidiyorum. Minibüsü beklemeyeyim, yavaş yavaş yürüyeyim dedim, ama hep dolu geçiyorlar, almadılar, buraya kadar geldim.” dedi. Ben de, “Yorulmuşsun, gel biraz dinlen, böyle olur mu, o kadar yol kucağında çocukla yürünür mü, gel hadi!” diyerek çocuğu kucağından alarak, biraz da emrivaki bir tavırla işyerime götürdüm… Hayriye yorulmuş, kan ter içinde kalmıştı. Soğuk bir kola ikram ettim. “Abi ben almasaydım, geç oluyor, şimdi minibüsler nöbete düşerse çok geç kalırım!” dedi. Ben de, “Merak etme, seni bu saate minibüsle gödermem, ben bırakırım, rahat ol, al şunu iç, serinle biraz!” dedim. “Nahit abi zahmet etme, ben minibüsle giderim!” dedi. Ben kaşlarımı çatarak, “Seni bu saatte böyle göndermem, sonra Erkan duyarsa bana kırılmaz mı?” dedim. Hayriye de çaresiz, “Peki abi!” dedi ve kolayı aldı. Çocuk uyuyordu, koltuğa yatırmıştım. Sohbete başladık, tam karşımda oturuyor ve havadan sudan konuşuyorduk. Ben ise yine gözümü dikmiş öyle derinlere dalmıştım. Birkaç defa göz göze geldik. Ben hep gözümü kaçırıyordum ve sonuncuda kaçıramadım, bir an sessizlik oldu, 10-15 saniye gözgöze bakıştık. Bu defa o gözünü kaçırdı, ben hemen toparlanmaya çalıştım, ama bu arada masa altında benim yarak yine kazık gibi olmuştu. “Abi ne zaman kapatıyorsun?” dedi. Ben de, “5-10 dakikaya kadar kapatırım, gideriz!” dedim. Bu arada yukarıyı evi aradım ve bir işim olduğunu, bir yere kadar gidip geleceğimi ve merak etmemelerini söyledim. Masanın altından yarağımı düzelttim, eğer anlarsa rezil olacağımı düşündüm ve sakinleşmek için birkaç dakika dikkatimi dağıttım, masadaki evrakları dosyaları falan toparladım. Sakinleşince de, “Hadi kalkalım!” deyip çocuğu kucakladım ve arabaya kadar ben götürdüm. Arabaya varınca çocuğu almasını, kapıları açacağımı söyledim. Çocuğu alırken ben biraz çekingen davrandım, ama o çok rahattı ve yanaştı, çocuğu sıkı tutabilmek için sarılarak alırken, benim kolumun birisi çocukla onun arasında kaldı ve pardüsünün üzerinden taş gibi göğüslerini ilk defa hissederken neredeyse kalp krizi geçirecektim. Kapıları açtım, arkaya binmek istedi. “Aşk olsun, bu da ne demek oluyor? Hakaret sayarım bunu!” deyince, “Ay abi özür dilerim, böyle düşüneceğini bilemedim!” dedi ve ön tarafa geçti. Neyse yola çıktık, bu arada hava iyice kararmıştı. Ben acele etmiyor, yolu uzattıkça uzatmaya çalışıyorum. Gideceğimiz yer normal trafikte yarım saatlik yoldu, ama akşam trafiği de işin içine girince baya bir uzadı. Trafik durunca, ben kucağındaki çocuğun yanağını okşamak bahanesiyle ona yanaşıyor, zaman zaman kazara olmuş gibi göğüslerine elimi sürtüyordum… Çaktırmadan kalkmış yarağımı düzelttim ve konu açılsın diye, “Demek Erkan benden çok behsetti ha, öyle mi?” diye sordum. “Sorma Nahit abi, seni yere göğe sığdıramıyor, ben de merakımdan çatlıyordum.” dedi. “Eee merakın geçti mi? Nasıl, merak ettiğin kadar varmıymışım bari?” dediğimde, bir iki saniye sustu ve “Evet, çok iyi bir insansınız!” dedi. “Teşekkür ederim, sizde iyisiniz, Erkanı severim, çok saygılı çok efendi bir çocuk. Onla evli olğun için çok şanslısın! Eminim iyi bir kocadır!” diye zarf attım. Hayriye yine bir iki saniye sustuktan sonra, “Eh işte, öyledir…” dedi. “Ne demek şimdi bu? Nasıl eh işte? Evliliğinizde sorun mu yaşıyorsunuz?” diye sordum. “Abi evlilik olur da sorun olmaz mı?” dedi. “Hayırdır, büyük bir sorun mu? Bak üzüldüm şimdi, oysa ben sizi çok mutlu görmüştüm.” dedim. “Yok, tabi ki mutluyuz, ama bizim de kendimize göre sorunlarımız var tabi, biraz özel sorunlar Nahit abi.” dedi. “Bana güvenebilirsin, eğer paylaşmak istersen seni dinlerim ve elimden geldiğince de çözümü konusunda yardımcı olurum, ayrıca bende sır olarak kalır, bu konuda bana güvenebilirsin!” dedim. “Nahit abi sana güvenmesem bu kadarını da söylemezdim zaten, ama güvensem de daha fazlasını anlatmam doğru olmaz.” dedi. “Peki sen bilirsin!” deyip, torpidodan bir kartvizitimi çıkardım ve uzattım, “Eğer çok daralır da konuşmaya ihtiyaç duyarsan çağrı bırak, ben seni ararım!” dedim. Kartı aldı, “Tamam abi, ararım!” dedi. Bu arada yüzü değişmiş, hüzün, utanma, çekinme ve korku karışımı tuhaf bir ifade almış, gözlerini karşıya dikmiş anlamsızca yola bakıyordu. Bir kart daha çıkardım ve bir kalemle birlikte uzattım, “Buna da sizin numarayı yaz, bende de sizin numaranız bulunsun.” dedim. Numarasını yazdı ve uzattı. Baktım ev numarasını yazmış sadece, “Cep numaranı da yazsaydın.” dedim. “Ben cep telefonu kullanmıyorum, hep evde olduğum için ihtiyacım olmuyor.” dedi. “Peki tamam!” dedim. Bu arada gideceğimiz yere varmıştık. Hayriyeye arabadan inmeden ona, “Sen kötü görünüyorsun, büyük bir sorununuz var galiba?” diye sordum. “Yok bir şey abi, sonra anlatırım!” dedi. “Tamam o zaman, yarın mutlaka telefonunu bekliyorum, anlatacaksın bana!” dedim. “Tamam! Erkan öğleden sonra saat 2:30 gibi evden çıkıyor, ozaman ararım.” dedi. “Tamam o zaman saat 2:30 dan sonra telefonunu bekliyorum, mutlaka ara bak! Bu arada sen geri nasıl döneceksin, saatte epeyce oldu?” diye sordum. “Ben bu gece burada kalacağım abi, kardeşimin düğün hazırlıkları var, yarın alışverişe çıkacağız, alışverişten sonra oradan direkt minibüsle dönerim eve. Abi çok teşekkür ederim, sana zahmet oldu bu geç saatte.” dedi. “Ne zahmeti canım, ne olacak ki, ne zaman arabalık bir durum olursa, gece gündüz farketmez, aramazsan gücenirim!” dedim ve tokalaşmak için elimi uzattım. Çocuğun başını dizine koydu ve tokalaştık. Eli elimde, “Yok bu sıcaklık normal bir şey değil!” diyerek gülümsedim. “Abi benim elim hep böyledir, pek tokalaşmam ama kimle tokalaşsam çocukluğumdan beri hep bunu söylüyorlar, demek ki sıcak kanlı birisiyim!” diyerek o da gülümsedi ve arabadan indi. Hemen geri döndüm, ama içim içime sığmıyordu, eve nasıl vardım bilmiyorum. Gözümün önünden gitmiyordu, ertesi gün öğlene kadar bana bir yıl kadar uzun geldi. Saat 14:30 gibi çıktım dışarıya ve Erkanın geçmesini bekliyorum, ama geçmedi. Saat 15:30 oldu, ne Erkan geçti ne Hayriyeden telefon geldi, kafayı yiyordum. Masama geçip koltuğuma oturup gözlerimi saate diktim, kulağım telefonda. Saat 16:15 oldu halen telefon yok. Ne olursa olsun ben arayacaktım, eğer Erkan açarsa (Haftasonu müsaitseniz, ya siz gelin, yada biz gelelim) deyip bir şekilde olayı kapatacaktım. Kaldırdım telefonu, çevirdim numarayı, daha ilk çalışının ilk saniyesinde telefon açıldı… “Alo.” dedim. Hayriyeden titrek ve kısık bir sesle cevap geldi, “Alo?” dedi. “Ben Nahit, Erkan evde mi?” diye sordum. “Yok Nahit abi, 14:30’da gitti o.” dedi. “Buradan geçmedi, kapıda bekledim ama göremedim?” dedim. “Abi motorla gitmedi, servisle gitti, normalde servis alıyor onu, ara sıra motorla gidiyor.” dedi. “Anladım. Hani arayacaktın, neden aramadın?” diye sordum. “Aramadım işte…” dedi. “Neden? Hani konuşacaktık?” diye sordum. Kısa bir sessizlik oldu, “Boşver Nahit abi, konuşmayalım!” dedi. “Hmmm. Pardon, sanırım aramakla ben yanlış yaptım. Ben konuşacağımızı, bana sıkıntılarını anlatacağını düşünmüştüm.” dedim. Yine kısa bir sessizlikten sonra, “Abi hangi sıfatla dinleyeceksin benim sorunlarımı, yani sana neden anlatayım, seninle neden konuşayım bunları?” dedi. “Dost olduğumuzu düşünüyordum ben.” dedim. “Tamam abi dostuz, ama aile dostuyuz, sorunlarımızla seni meşgul etmek istemem.” dedi. “Sen bilirsin, ama akşam da dediğim gibi, eğer anlatmak, boşalmak istersen dinlerim ve anlattıklarını da bir sır olarak saklarım (burada boşalmak kelimesini özellikle kullanmıştım), her şeyi içine atmak sağlığına zarar verebilir, insanda bazen dışa vurma ihtiyacı doğar.” dedim. “Ya elbette konuşmaya ihtiyacım var, elbette birilerine anlatsam rahatlarım, ama bu neden siz olasınız? İşte benim kafamı karıştıran bu, yoksa birileriyle sıkıntımı paylaşmayı ben de isterim.” dedi. “Sen bilirsin, kime güveniyorsan onunla paylaşırsın, güvendiğin birisi varsa ona anlat, ama içinde tutma. Akşam bir ara çok kötü oldun, o halin aklımda kaldı, üzüldüğüm için aradım, onun için anlatmanı istedim, bana güvenebileceğini düşündüm.” dedim. “Güveniyorum…” dedi. “Güveniyorsan anlatırsın.” dedim. “Şimdi değil, ama belki daha sonra anlatırım.” dedi. “Peki ne zaman istersen anlatabilirsin, aviator oyna bilesin ki ben dinlemeye hazırım!” dedim. “Tamam abi bunu bilmek içimi rahatlattı.” dedi. “Seni tutmayayım, eğer işin varsa kapatabiliriz.” dedim. “Yoo işim yok, çocuk uyuyor zaten.” dedi. “İyi, benim de canım sıkılıyordu, sakıncası yoksa öylesine sohbet edelim.” dedim. “Sakıncası yok…” dedi. “Alışverişi yaptınız mı?” diye sordum. “Evet yaptık, çok güzel şeyler aldık.” dedi. “Senin güzel şeylere ihtiyacın yok ki.” dedim. “Bana değil, kardeşime aldık… (Biraz sessizlik oldu) Hem benim neden güzel şeylere ihtiyacım olmasın ki?” diye sordu. Sustum, terledim ve titremeye başladım. Titrek bir sesle, “Sen zaten çok güzelsin, extra güzel bir şeye ihtiyacın yok!” dedim. Yine kısa bir sessizlik ten sonra, “Ciddi ben güzelmiyim?” diye sordu. “Hemde çok!” dedim. “İltifatın için teşekkür ederim, bunu duymak çok güzel!” dedi. Hayriyenin bu sözleri bana cesaret vermişti, artık balık oltaya geliyordu, “İltifat değil, gerçekten çok güzelsin, hatta hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın!” dedim. “Yok artık, o kadar da abartmayın lütfen!” dedi. “Abartmıyorum!” dedim. “Nerem güzel ki?” diye sordu. “Yüzünden başka nereni gördüm ki?” deyince gülüştük… “Beni güzel bulmana sevindim Nahit abi!” dedi. “Sorununuz bu mu yoksa, Erkan seni güzel bulmuyor mu?” diye sordum. “Yok, o da güzel olduğumu söyler ara sıra.” dedi. “Hmmm, tutturamadım!” dedim. “Abi sonunda konuşturacaksın beni, bizim sorunumuz sağlık sorunu!” dedi. “Nasıl yani, sağlık derken? Yoksa hastamısın? Demiştim sana bu sıcaklık normal değil diye.” dedim. “Yok abi, sorun Erkanda, bende değil!” dedi. “Öylemiiii? Peki nesi var? Hemen tedavi ettirelim, ağır bir hastalığı falan mı var? Doktora gittiniz mi?” diye sordum. “Hayır gitmedik! Zaten sorun da bu! Doktora gitmemesi!” dedi. “Nasıl yani? Niye gitmiyor ki?” dedim. “Gitmiyor işte!” dedi. “Ben götürürüm onu, sen hastalığını söyle bana!” dedim. “Gitmez abi! Utanıyor!” dedi. “Yahu sağlığın utanması mı olur, bu nasıl bir zihniyet, doktora gidilmez mi, nesi var bunun? Verem mi? Kanser mi?” diye sordum. “Yok abi, öyle bir şey değil, erkekliği ile ilgili…” dedi. İşte tuzağıma düşmüştü. Biraz sessizlik oldu. “Hmmm, sanırım anlıyorum, ama sağlık sağlıktır, ben öyle düşünürüm, eğer tedavisi olan bir rahatsızlıksa gitmeli doktora!” dedim. “Abi özür dilerim, ama bir şey soracağım, tamam ben sana güveniyorum, ama aynı zamanda da senden utanıyorum, biraz açık konuşsam ayıp olur mu?” dedi. “Ne ayıbı yaa! Sen ne saçmalıyorsun, ayıp falan olmaz, istediğin gibi konuş! Anlat şimdi, nedir sorun?” dedim. “Abi Erkanın erken boşalma sorunu var!” dedi. “Öylemi? Hmmm, anladıımm, peki ne kadar erken?” diye sordum. “Çok erken! Dakika bile sürmeden! Bir defasında içine bile giremeden 3 kere boşaldı, dördüncüde de içine girer girmez boşaldı ve o günde çocuk kaldı. Aslında gerdeği de o gün yapmış olduk, yani düğünden 2 ay sonra! Ara sıra söylüyorum doktora gidelim diye, doktora gideceğimize beni öldür diyor.” dedi. “Hmmm, durum baya vahimmiş, senin adına nekadar üzüldüğümü bilemezsin!” dedim. “Nahit abi bana bunları anlattırıyorsun da, peki yengemle sizin sevişmeniz nekadar sürüyor? Ne sıklıkta yapıyorsunuz?” diye sorduğunda bir üst Level’e geçtiğimizin göstergesiydi bu soru. Zafer kazanma yolunda ilerliyordum. Konuşmanın bundan sonrasını iyi yönlendirebilirsem, Hayriyeyi kesin sikebilecektim. “Yengenle hemen hemen hergün sevişiriz ve 20-25 dakikadan tut da 1 saati geçer bazen!” dedim. Hayriyenin şaşkınlığını telefondan bile hissedebiliyordum, “Yok yaa? Okadar sürüyor mu abi? Okadar süre yengemle ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Vaktimiz kısıtlıysa hemen yengene girerim ve 20-25 dakika yaparım yengeni, fakat vaktimiz bol olduğunda, yarım saate yakın birbirimize Oral yaparız, 69 yaparız, Rus işi, Fransız işi yaparız, Amerikan işi yaparız, değişik Fantaziler yaparız, Dirty Talking yaparız, birbirimizi birer ikişer kez Orgazm ettikten sonra Finali Doggy veya Jokeyle yaparız!” dedim. (Bilerek bu kelimeleri seçmiştim!). Hayriye, “Oral? 69? Dörti Tolkink? Jokey? Dogi? Rus işi…? Abi anlatacaksan Türkçe anlat da anlayayım!” dedi. “Oooo, pardon canım! Haklısın! Örneklelerle anlatsam daha iyi olur aslında, fakat biraz açık saçık olur, sakıncası var mı?” dedim. “Yoo, sakıncası yok, istediğin gibi anlat abi!” dedi. “Bak şimdi, sevişmeden önce, yani sikişmeden önce, ön sevişme denilen birşey var, 69 bunlara en güzel örnek. 69’u sana şöyle açıklayım: Mesela ben yatakta sırtüstü yatıyorum, sen de benim üzerime ters yatıyorsun, ben seninkini yalarken, sen de benimkini yalıyorsun. Bunları yaparken de Dirty Talking yapıyoruz, mesela, Yarrağımı iyi yala Orosopu! Taşaklarımı em amına koduğumun Kaltağı! Birazdan senin bu daracık amcığını sikip parçalayacam! Domaltıp, osurta osurta sikecem seni Fahişe! Yarak hastası azgın Orospu seni! diyorum. Sen de, Sik parçala amcığımı koca yaraklı sikicim, erkeğim, kökle amıma, geçir yarrağını! falan diyorsun!” dedim… Hayriye belliki bu kadar da açık beklemiyordu, sesi kesilmiş, telefonda hızlı hızlı nefes alışını duyabiliyordum. Muhtemelen eli amına gitmişti. Gerçi benim de elim sikimdeydi. Birkaç saniye suskunluktan sonra Hayriye heycanla ve titrek bir sesle, “Eee, sonra…?” diye sorunca, bir üst Level’e daha geçmiş olduk ve anlatmaya devam ettim. Artık resmen telefonda sekse dökmüştüm işi, “Bak mesela, amın kıllı mı?” diye sordum. Hayriye burnundan soluyarak, heyecanla, “Yok değil, devam et lütfen!” dedi. “Ohhh, yani amın kaymak gibi, kaymak gibi amlara bayılırım! Amının dudaklarını ağzıma alıp sündürüyorum, emiyorum, amcığına dilini sokuyorum, götünün deliğini parmaklıyorum! Sen de yarağımı hızlı hızlı emiyor, aynı zamanda amını yüzüme bastıra bastıra sürtüyorsun. İkimiz de birbirimizin ağzına boşalıyoruz, ben senin amının sularını yalarken, sen de benim döllerimi yalayıp yutuyorsun!” deyince, Hayriye köpek gibi soluyarak, telefonda inlemeye başladı. Çok geçmeden, Hayriyeden “Ağıhhhh Ihhhhh…” diye bir inleme çıktı ve hiç birşey söylemeden telefonu kapatıverdi. Kesin Orgazm olmuştu ve utancından kapatmıştı telefonu. Bu arada ben de küloduma boşalmıştım! Ertesi gün yine aynı vakitte aradım. Hemen açtı yine telefonu, “Alo?” dedi. “Alo benim, Nahit! Dün hata ettim galiba, özür dilemek ve vedalaşmak için arıyorum, söz birdaha aramayacam! Kendine iyi bak, bye!” dedim. Hayriye hemen, “Dur kapatma!” dedi. “Efendim canım?” dedim. “Eğer dünkü bir hataysa, bu sadece senin hatan değil, bunu ben de istedim! Bana kızma, dün çok tuhaf oldum, ondan kapattım telefonu! İlk defa kendimi gerçek bir kadın gibi hissettim, ne olur konuş benimle. Beni birdaha aramazsan, ot gibi yaşamaya mahkum olurum, hayatımda hiç heyecan kalmaz!” dedi. Hayriye tam istediğim kıvama gelmişti, biraz daha üstüne gitmeye karar verdim ve “Bak canım, bu yaptığımızın yanlış olduğunu ve de sonunun nereye varacağını sen de biliyorsun, en iyisi burda bitirelim bu işi!” dedim. Hayriye ağlamaklı bir ses tonuyla, “Bunu bana yapma! Eğer yalvarmamı istiyorsan yalvarırım! Ne yapmamı istersen yaparım, nasıl olmamı istiyorsan öyle olurum! Altına yatmaya bile hazırım! Orospun olurum! Kaltağın olurum! Yarağını yalarım, döllerini yutarım! Erkeğim benim, sikicim benim! Domalt sik beni! Geçir yarağını amıma! Götümü sik, parçala!” deyince, dünkü kaldığımız yerden telefon seksine devam ettik… Yaklaşık bir hafta boyunca hergün telefonda seks yaptıktan sonra, arkadaşımın o kapalı ve utangaç karısı Hayriye, artık tam bir Orospu gibi olmuştu ve artık gerçekten sikilmek istiyordu. Ben de dayanamıyordum artık ve nezamandır yüzünü görmemiştim, “Yarın sabah işyerime uğrasana aşkım, seni çok özledim!” dedim. “Kocam evde, çıkamam!” dedi. “Karımdan yemek tarifi almaya gideceğini söylersin, 5 dakika görsem yeter!” dedim. “Tamam bakarız!” dedi. Ertesi sabah saat 08:45 gibi işyerime geldiğinde içim içime sığmıyor, çıldırıyorum. Hemen kapıyı kilitledim, pancurları indirdim ve yanına geçtim. Aman tanrım o ne güzellik! Hafif bir makyaj yapmış, başında desenli saten bir başörtüsü vardı. Pardesüsünü çıkardığında, üzerinde beyaz sıfır yaka bir badi, altında topuklarına kadar inen, tüm hatlarını belli eden, kırmızı dar bir etek. Direk yanına vardım, ellerimi uzattım, ellerimden tuttu. Koltukta oturuyordu, kendime doğru çekerek kaldırdım ve direk dudaklarına yapıştım… Çılgınlar gibi öpüşüyoruz. “Aşkım gel arka odaya geçelim!” dedim, elinden tuttum, arkadaki küçük odada Çekyat vardı, hemen oraya girdik. “Dur yapma, yakalanırsak rezil oluruz!” dedi. “Aşkım ben o riski alacak kadar istiyorum seni! Ya sen?” dediğimde, eteğini kaldırdı külodunu sıyırdı, Çekyata yattı ve “Ben de kocamı ve çocuğumu evde bırakıp sabahın köründe karından yemek tarifi almak gibi sudan bahaneyle buraya gelecek kadar istiyorum! Hadi sik beni!” dedi. Hemen amına yumuldum, bir iki dil darbesi atmak için, fakat sanki hiç am yok, orada incecik bir çizgi varmış gibi duruyordu amcığı. Hayatımda https://aviatorocak.com siktiğim karının haddi hesabı yoktur, ama böylesini hiç görmemiştim, 3-4 cm uzunluğunda ince bir çizgi! Aşkım bu ne böyle?” dedim. “Ne var, ne oldu?” dedi. “Aşkım bence Erkanda sorun yok, bu amcığa giremeden boşalmak hastalık değil, kimse dayanamaz buna!” dedim… Hayriye saçlarımdan tutup beni kendine doğru çekti, “Çok konuşma şimdi karın falan gelir, hadi aç şu amcığımı!” dedi. Benim yarak zaten akşamdan beri kazık vaziyette, o amcığı da görünce damarlar patlayacak hale geldi. Hemen kafasını bolca tükürükledim ve Hayriyenin amına aşağı yukarı sürtmeye başladım. Yarağımın kafasını amının dudaklarında hissedince, Hayriyenin gözleri kaydı, “Aşkım, ilk erkeğim sen olacaksın, çok özledim bu anı, hadi sevgilim, geçir artık bana!” dedi. “Aşkım sen doğum yapmadın mı? Bu amcık sanki hiç açılmamış gibi!” dedim. “Sezeryanla doğurdum! Zaten Erkan içine girdi bir defa bile git gel yapmadan patladı, amımın gördüğü yarak bu kadar! Şimdi sen patlat, hadi göster marifetini, Zifaf yaptır bana, acıt canımı!” diyerek habire üstüne çekiyordu. “Hazırmısın aşkım?” dedim. “Hazırım erkeğim! Hemde nasıl hazırım! Anladın mı şimdi elimdeki ateşin sebebini?” dedi. Yüklendim! Sanki yarağımla çarşaf yırtıyorum, o kadar dar amcık! Zar zor yarısına kadar soktum, Hayriye kolunu ısırıyor, gözleri sım sıkı kapalı, sanki nefes almıyordu. Biraz bekledim, kollarını açtım, parmaklarımı parmaklarına geçirdim, “Gözlerini aç sevgilim!” dedim, açtı. Göz gözeyiz, nefeslerimiz birbirine karışıyor, “Hadi kökle erkeğim!” diye inliyor. Bir daha yüklendim ve artık dibindeydim. Gözü gözümde, dişlerini sıkıyor ve öyle bir bakışı vardı ki, gözlerinden birer damla yaş başörtüsüne doğru süzüldü. Sikimi yavaşça geri çektim, tekrar yüklendim. Birdaha, bir daha derken titremeye başladı. O tapılası güzellik altımdaydı ve ben onu sikiyordum, hemde göz göze, inanamıyordum. Saatlerce öyle kalabilirdim, fakat acele etmeliydim, vaktimiz çok dardı, başladım pompalamaya ve gözlerinin içine bakarak, “Aşkımsın! Sevgilimsin! Kadınımsın! Orospumsun! Fahişemsin!” diyordum… Hayriye de, “Erkeğimsin! Sikicimsin! Vurucumsun! Hadi sik beni! Hadi kökle! Vur dibime! Ohhhh yedir yarrağını bana, hadi sik Erkanın karısını, hadi vur koçum, vur erkeğim, çatır çatır sik, doyur amımı! Ohhhh, ilk erkeğimsin! Kökle Orospuna! Kökle Fahişene! Hadi hadi sik beni! Sik arkadaşının karısını! Senin Orospunum hadi!” diyordu. Bir süre pompaladım ve Hayriye sara hastası gibi titreyerek Orgazm oldu ve “Ben bittim, hadi sen de boşal erkeğim!” dedi. “Korunuyormusun?” dedim. “Hayır, fakat patla amıma, fışkırt, dibimi dölle erkeğim!” deyince ben de öyle bir patladım ki, 15 yıldır böyle boşalmamıştım. 3-4 dk. içinden çıkmadan üzerinde yattım dudak dudağa. Sonra hemen kalktık toparlandık. Pancurları ve kapıyı açtım hem caddeye bakıyoruz hem konuşuyoruz. “Harikaydın aşkım, bana kadınlığımı tattırdın!” dedi. “Sen de öyle aşkım, o nasıl amcık öyle, neredeyse hiç olmayacakmış, resmen yarağımı acıttın!” dedim. “Bendeki amcık amcık da, siken yarak olmayınca amcık ne yapsın? Aşkım ben gideyim artık, kimseyi şüphelendirmeyelim!” dedi. “Tamam aşkım, yalnız bu sikişi ben saymıyorum! Bu akşam geleceğim, seni evinde doya doya sikeceğim, olur mu canım?” diye sordum. “Aşkım çok korkuyorum gören olur diye!” dedi. “Yok ben kimseye görünmeden gelirim aşkım. Saat tam 20:30 da sendeyim, tamam mı Hayriye?” dedim, “Tamam Nahit!” dedi, gitti. Heyecanla akşamı beklemeye başladım. Akşam saat 20:30 da evinin önünden geçerken sokak kapısının açık olduğunu gördüm ve hemen içeri daldım. Kapıdan içeri girer girmez kapı arkamdan kapandı. Baktım kapıya sırtını dayamıs öyle bekliyordu. Evin ışıkları tamamen sönüktü, ancak sokak lambasının ışıkları pencereden sızıyor ve evin içini loş bir aydınlık kaplamıştı. Hemen kucağıma aldım ve odaya götürdüm hiç konuşmuyorduk. Öpmeye başladım. Yavaşça çömeldi ve gözlerimin içine bakarak fermuarımı açtı, yarağımı ağzına alarak öyle bir emmeye başladı ki, daha bir dakika olmamıştı, benim yarak beton gibi olmuştu bile. Ben de onu yalamak istiyordum, yarağımı iki eliyle kavradı, “Hayır ben bunu istiyorum hemen, sen sonra yalarsın, vaktimiz çok nasıl olsa!” dedi. Hemen birbirimizi soyduk, yere uzandı, “Hadi koçum! Hadi benim hovardam! Göster şu erkekliğini! Yarağa doyur şu amcığımı!” dedi. Hiç beklemedim, hemen bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı amının dudaklarında aşağı yukarı gezindirmeye başladım. Hayriye çıldırmıştı, kıvaranıyor, “Geçir kökle artık, ne olur dayanamıyorum, sok koca yaraklım, sok orospun olayım, sok artık!” diye yalvarıyordu. Öyle bir kökledim ki yarağımı, sanki kızgın bir taşın deliğine sokmuşum gibi acı duydum. Onun ise çığlıkları evin içini doldurdu. Gözleri hafif kaydı, bayılacak sandım. Derin derin nefes alıyordu. Ben yarağımı amından yavaşça geri çekip, çok sert bir şekilde tekrar yüklendim. Kısık bir sesle inliyor, boynumu ve kulaklarımı yalıyor, küçük ısırıklar konduruyordu. Ben hızlanmıştım, kısık kısık nefes alıyordu, “Vur erkeğim, dibime vur! Vur koçum! Sik, becer beni! Sen benim ilk erkeğimsin, yırt şu amımın yarak görmeyen yerlerini, yırt aşkım, kocacığım, koca yaraklı hovardam, sik parçala amımı koca yaraklım, sikemeyenin amını böyle sikerler, off dayanamıyorum, içimi yakıyorsun, pompala canım, hadiiiiii geçirrrrr aslanım!” dedikçe hayvanlaşmıştım… Hayriye amının kaslarını sıkarak adeta yarağımı bırakmamacasına eziyordu. Amcığı gevşeyeceğine sanki dahada sıkılıyor, daralıyordu. Susmak bilmiyor, haykırıyordu, “Açım koca yaraklım, açım yarağa, açım sikilmeye! Of ne güzel sikiyorsun! Seni ilk gördüğümde amımdan akan suyu görseydin oracıkta Erkanın yanında tecavüz ederdin bana, Erkana da başımı tuttururdun!” dedi. “Tutarmıydı?” diye sordum. “Böyle siktiğini görse eminim beni kendisi siktirir sana, zaten tapıyor sana!” dedi. Bunları duyunca anladım ki, o hanım hanımcık, çıtı pıtı, kapalı kadının fantazi dünyası sınırsızmış, sikişirken konuşmak ve özellikle kocasını aşağılamaktan müthiş zevk alıyordu. Hemen ben de buna yardım etmeye başladım, “Senin o boynuzlu kocanın amına koyayım ben! Karısını siktiğimin pezevengi!” dedim. “Oooohhh, eveeet, sik Erkanın karısını! Pezevenk kocamın sikemediği amına koyyy errkeğimmm. Sik, boynuzlat arkadaşını, Erkana boynuz taktır bana, sikicim sen ol, boynuzlu pezevengim o olsun, yırt amımı, yırt götümü, sana kendimi o pezevengin kucağında siktirmezsem bu yarrak bana haram olsun sikicim!” diye haykırıyordu. “Sen tam bir Orospuymuşsun, amına koyduğumun Kahpesi, amının ateşi vücuduna, eline vurmuş, anlasaydım ilk fırsatta zorla sikerdim seni, adi Fahişe!” dedim. “Evet tecavüz etmeliydin bana, zorla, bağırta bağırta, ağlata ağlata sikmeliydin, o gün arabanla dağa kaldırmalıydın beni!” dedi. “Sende bu Orospuluk varken seni daha öyle sikerim ki, o pezevenk kocanın boynuzları caddelere sığmaz, merak etme!” dedim. “Ooohhh sik erkeğim Erkanın karısının tazecik amcığını! Daha bu orospu kocasının taptığı bu arkadaşına neler verecek!” dedi. “Neler vereceksin?” dedim. “Amcığımı verecem!” dedi. “Onu zaten verdin amcık karı, dalga mı geçiyorsun, amına koyduğumun Orospusu seni!” dedim. “Götümü de verecem, bakire el değmemiş götümün de sahibi sen olacaksın erkeğim!” dedi. “İşte bu güzel!” dedim. “Götümü de siktirecem sana, fakat önce şu doymamış amcığımı doyurmalısın, sik Nahitim! Sik erkeğim, hovardam benim! Oohhh! Kocam olacak o pezevengin boynuzları uzasın, arkadaşının altında amımı siktiriyorum, ohhhh! Hadi vur! Sakın durma! Oooof, aaaah dayanamıyorum, bana birşeyler oluyor, içim gidiyor, sakın durma, kökle birtanem, kökle! Ahhhh…” dedi ve titremeye başladı. Boşalmak üzereydi, zevk alması için yarağımı geri çektim, başının yarısına kadar çıkardım ve tekrar kökledim ve öyle bir bastırdım ki, dibinde bekledim ve boşaldığını hissettim. Ben ise hızımı daha alamamıştım, kendimi sıkıyor boşalmamak için direniyordum… Yaklaşık 45 dakika sonra Hayriye dördüncü kez boşalırken, ben de patlamak üzereydim ve makina gibi hızlandım, “Geliyorum Orospu, nerene boşalayım?” dedim. Hemen bacaklarını sımsıkı belime, kollarını da boynuma doladı, gözlerimin içine bakıyor, sıktığı dişlerinin arasından, “İçime boşal koçum, içime boşal aslanım! Her yerim senin, istediğin yerime boşalabilirsin, ama önce şu Orospunun döle susamış taze amını döllerinle bir sula, arkadaşının sikemediği karısını dölle, bu am senin döllerine kurban olsun, hadi sikicim, hadi fışkırt amıma, fışkırt döllerini!” dedi. “Ya hamile kalırsan?” deyince, “Offff, hadiii, fışkıırrrrt aşkımm, bırak kendini, hadiii ak içimeee, ak amımaa, ohhh hadi sikicim, yolla döllerini hadiii, kalırsam sana hamile kalayım, senin çocuğunu doğurayım, hadiiii!” diye bağırdı. Öyle tahrik olmuştum ki, artık bu sözler üzerine o anda patladım! Ama ne patlayış, amının içi, en ücra köşesine kadar dolmuştu. Adeta kısa bir baygınlık geçirdi… O gece Hayriyeyi defalarca siktim (Götten de siktim!) ve ilişkimiz 3 yıldır sürüyor. Her fırsatta amdan, götten, ağzından, neresi denk gelirse orasından çılgınca siktim. Şimdi benden hamile kalınca kocasına her şeyi anlatmış, kocası önce kızmış, ama sonra çaresiz olduğu için kabullenmiş… [Nahit]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

şezlongtan yatağa

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Cam

şezlongtan yatağamerhaba ağustos ortalarında 3 arkadas marmarıs e tatıle gıttık.Otele yerlestık hertaraf turist yerlı sayısı cok az neyse otelın en buyuk sorunu şezlong. herkez gece bardan donuste 4 gibi 5 gibi havlularını koyuyor sezlong ayırıyor neyse bizde bi gün öyle yapalım dedık aldık havluları ayırdık cıktık yattık oglen 12 gıbı kalktık geldık sezlongun 1 tanesıne bırı havlu koymus ucunada oturmus gıttım basına sezlongun bı afet gelıyor sarısın kucuk kalcaları mınık goguslu harıka bısey bana rusca bıseyler dıyo ben anlamadım neyse bıraz ben ıngılızce o rusca kavga ettık :))) ardından ben bırını ona verdım sezlongların oda sonra tsk etıı uzum falan ıkram ettı oyle bı tanıstık ama konusamıyoruz hıc.neyse oyle bı tanıstık ben bunu gece 3 de bar donusu gordum otelın kapıda hemen yanına gıttım oyle hi falan derken fotoraf cektırdım cekılırken bana bı sarılmalar falan bı aviator oyunu elektrık oldu ogunde oyle gıttı.sabah kalktım kahvaltıya ındım artık kararlıydım telını alıp translate den cevırıp konuscaktım gıttım yanına vk sını ıstedım ok dedı ama bulamadı kendını telını verdı sonra vıber den konusnmaya basladık ben cevırıyorum falan yazıyorum ordan bana aksam napysn dedı .aha dedım gol pası geldı 🙂 barlar sokagına gıdelım dedım tamam dedı. sonra yemek yemege cagırdım geldı. yemek yedık falan yuzelım mı dedım ıngılızce ve vucut dılıyle 🙂 tamam dedı gıttık havuza gırdık beraber yavastan ellerını falan tutmalar falan derken sarıldım buna oda bana sarıldı sonra havuzun kenra dogru yuzduk tam kenara geldık sureklı amcıını bana surtuyor ben bı hos oldum benımkı kalktı boyle dakıklarca surtunduk :))) ardından havuzdan cıktık aksam 11 de bulusmak uzere ayrıldık. aviator 2025 11 oldu beraber bara gıttık ıctık yedık dans falan 3 de dondukkk:) arkadaslara dedım sız bugun sezlongda takılın 2 saat tamam dedılr cunku oyle anlastık gelmeden once kım bulursa oyle yapcaktık ben buldum :)) neyse odaya cıktık yapıstık dudaklara ama cılgınlar gıbı opusuyoruz gotunu resmen yıyıorum ellerımle harıkalar yazarken bıle aklıma gelır ıcım bıhos oluyor.neyse yavasca ustunu cıkardım herseyını bembeyaz bır ten harıka bır amcık karsımda aldım kucagıma dogru dusa bı guzel dusta heryerını yaladım her noktasını o gogus uclarının acık pembelıgı amcıgının saf beyazlıgı benı delırttı ya yalanmadık yerını koymadım sonra aldım kucagıma tekrar dogru yatağa sonra ayağa kalktı egıldı kucuk agzıyla benımkını agzına aldı dılıyle harıkalar yarıtıyordu ama agzı ok kucuktu canımı yakıyorduuu https://aviatorocak.com ardından aldım bunu yatırdım sırtustu yataga bacaklarını kaldırdım het falan demeye basldı meğer plezervatıf ıstıyormus neyse vardı allahtan da taktım bır abandım ustunee offff delı gıbı bagırıyordu agzını zor kapadım boyle sıkıstık bayaa ezeee ezeee bı guzel sıktım ama kafa benım gotte efsane gotu var cunku domallttım hemen yıne ama gırdım vururken falan o gotune abanışım falan kızı resmen oldurdum ya kan ter ıcınde kaldık ve delıce bosaldımmmmm oda bosalldııı aynı anda yataga yıgıldık resmennn hemen bı dus aldık klımayı yattı gogusume kıllarımı oksamaya basladııı ben bı hos oldum tekrar yapıstım dudaklarına boynuna yıne sevsıtk ve kucagıma aldım onu kendı kendıne soktu yarragııı cılgınlar gıbı zıpladı enerjısı harıkaydı gercektenn sonra ben yatırdım tekrar sırt ustu hayvan gıbı caktım tırnaklarının ızı hala sırtımdaaaaaa ardından cıkardım ustune bosaldımmmmmm harıkaydı gercekten tekrar dus aldık falan sonra onu odasına bıraktım benım ıcın unutulmaz bır tatılde hala telde mesajlasıyoruz….. yazın tekrar gelcek ve baskasa bır tatıle cıkcaz …

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

şezlongtan yatağa

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Blowjob

şezlongtan yatağamerhaba ağustos ortalarında 3 arkadas marmarıs e tatıle gıttık.Otele yerlestık hertaraf turist yerlı sayısı cok az neyse otelın en buyuk sorunu şezlong. herkez gece bardan donuste 4 gibi 5 gibi havlularını koyuyor sezlong ayırıyor neyse bizde bi gün öyle yapalım dedık aldık havluları ayırdık cıktık yattık oglen 12 gıbı kalktık geldık sezlongun 1 tanesıne bırı havlu koymus ucunada oturmus gıttım basına sezlongun bı afet gelıyor sarısın kucuk kalcaları mınık goguslu harıka bısey bana rusca bıseyler dıyo ben anlamadım neyse bıraz ben ıngılızce o rusca kavga ettık :))) ardından ben bırını ona verdım sezlongların oda sonra tsk etıı uzum falan ıkram ettı oyle bı tanıstık ama konusamıyoruz hıc.neyse oyle bı tanıstık ben bunu gece 3 de bar donusu gordum otelın kapıda hemen yanına gıttım oyle hi falan derken fotoraf cektırdım cekılırken bana bı sarılmalar falan bı aviator oyunu elektrık oldu ogunde oyle gıttı.sabah kalktım kahvaltıya ındım artık kararlıydım telını alıp translate den cevırıp konuscaktım gıttım yanına vk sını ıstedım ok dedı ama bulamadı kendını telını verdı sonra vıber den konusnmaya basladık ben cevırıyorum falan yazıyorum ordan bana aksam napysn dedı .aha dedım gol pası geldı 🙂 barlar sokagına gıdelım dedım tamam dedı. sonra yemek yemege cagırdım geldı. yemek yedık falan yuzelım mı dedım ıngılızce ve vucut dılıyle 🙂 tamam dedı gıttık havuza gırdık beraber yavastan ellerını falan tutmalar falan derken sarıldım buna oda bana sarıldı sonra havuzun kenra dogru yuzduk tam kenara geldık sureklı amcıını bana surtuyor ben bı hos oldum benımkı kalktı boyle dakıklarca surtunduk :))) ardından havuzdan cıktık aksam 11 de bulusmak uzere ayrıldık. aviator 2025 11 oldu beraber bara gıttık ıctık yedık dans falan 3 de dondukkk:) arkadaslara dedım sız bugun sezlongda takılın 2 saat tamam dedılr cunku oyle anlastık gelmeden once kım bulursa oyle yapcaktık ben buldum :)) neyse odaya cıktık yapıstık dudaklara ama cılgınlar gıbı opusuyoruz gotunu resmen yıyıorum ellerımle harıkalar yazarken bıle aklıma gelır ıcım bıhos oluyor.neyse yavasca ustunu cıkardım herseyını bembeyaz bır ten harıka bır amcık karsımda aldım kucagıma dogru dusa bı guzel dusta heryerını yaladım her noktasını o gogus uclarının acık pembelıgı amcıgının saf beyazlıgı benı delırttı ya yalanmadık yerını koymadım sonra aldım kucagıma tekrar dogru yatağa sonra ayağa kalktı egıldı kucuk agzıyla benımkını agzına aldı dılıyle harıkalar yarıtıyordu ama agzı ok kucuktu canımı yakıyorduuu https://aviatorocak.com ardından aldım bunu yatırdım sırtustu yataga bacaklarını kaldırdım het falan demeye basldı meğer plezervatıf ıstıyormus neyse vardı allahtan da taktım bır abandım ustunee offff delı gıbı bagırıyordu agzını zor kapadım boyle sıkıstık bayaa ezeee ezeee bı guzel sıktım ama kafa benım gotte efsane gotu var cunku domallttım hemen yıne ama gırdım vururken falan o gotune abanışım falan kızı resmen oldurdum ya kan ter ıcınde kaldık ve delıce bosaldımmmmm oda bosalldııı aynı anda yataga yıgıldık resmennn hemen bı dus aldık klımayı yattı gogusume kıllarımı oksamaya basladııı ben bı hos oldum tekrar yapıstım dudaklarına boynuna yıne sevsıtk ve kucagıma aldım onu kendı kendıne soktu yarragııı cılgınlar gıbı zıpladı enerjısı harıkaydı gercektenn sonra ben yatırdım tekrar sırt ustu hayvan gıbı caktım tırnaklarının ızı hala sırtımdaaaaaa ardından cıkardım ustune bosaldımmmmmm harıkaydı gercekten tekrar dus aldık falan sonra onu odasına bıraktım benım ıcın unutulmaz bır tatılde hala telde mesajlasıyoruz….. yazın tekrar gelcek ve baskasa bır tatıle cıkcaz …

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32